KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

28-KASAS SURESI (88 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Kasas Suresi 82  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 28/82
28-KASAS SURESI - 82. AYET    Mekke
وَأَصْبَحَ الَّذِينَ تَمَنَّوْا مَكَانَهُ بِالْأَمْسِ يَقُولُونَ وَيْكَأَنَّ اللَّهَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ ۖ لَوْلَا أَنْ مَنَّ اللَّهُ عَلَيْنَا لَخَسَفَ بِنَا ۖ وَيْكَأَنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْكَافِرُونَ -82
Ve asbehallezıne temennev mekanehu bil emsi yekulune veyke ennellahe yebsütur rizka li mey yeşaü min ıbadihı ve yakdir lev la em mennellahü aleyna le hasefe bina veykeennehu la yüflihul kafirun
28-Kasas Suresi 82. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve dünkü gün onun mekanını temenni edenler, ertesi sabah diyorlardı ki: «Vay sana! Şüphe yok ki, Allah kullarından dilediğine rızkı yayıyor ve daraltıyor. Eğer Allah bize lûtfetmese idi elbette bizi de batırmıştı. Ay! Muhakkak ki, kâfir olanlar felâha eremezler.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve dünkü gün onun yerinde olmayı temenni edenler, ertesi sabah diyorlardı ki: Vay sana!. Şüphe yok ki, Allah kullarından dilediğine rızkı bol veriyor, dilediğine de az. Eğer Allah bize lûtfetmese idi elbette bizi de yerin dibine geçirmişti. Ay!. Muhakkak ki, kâfir olanlar kurtuluşa eremezler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Artık Karun'un bu felâketi, insanlar için bir büyük uyanma vesilesi teşkil etmekte bulunmuştu. (Dünkü gün onun yerinde olmayı temenni edenler) Biraz evvel Karun gibi bir servet ve mevki sahibi olmak arzusunda bulunanlar (ertesi sabah) onun o pek fecî şekilde yok olmasını görünce (diyorlardı ki: Vay sana!.) ne garip müthiş bir hâdise!. (şüphe yok ki, Allah kullarından dilediğine rızkını bol veriyor) Onu pek bol bir rızka kavuşturuyor (ve) dilediği kulu için de rızkını (daraltıyor) bütün bunlar bir hikmet ve fayda gereğidir. Artık ilâhi takdire razı olmalı, hayırlısını niyaz etmeli, körükörüne, bir takım boş temennilerde bulunmamalı, (eğer Allah bize lûtfetmese idi elbette bizi de yerin dibine geçirmişti) Biz de Karun gibi hayırsız bir servete sahip olsa idik bizim de âkibetimiz demek ki, öyle korkunç olacaktı. Binaenaleyh elimizdeki nimetlere şükretmeliyiz, bir takım lüzumsuz temennilerde bulunmamalıyız. (Ay) Ne acaip bir hal! (Muhakkak ki, kâfir olanlar kurtuluşa eremezler.) onların âkibetleri pek korkunçtur. Evet.. Kavuştukları nimetleri kötüye kullananlar, insanlara karşı kibirli vaziyet alanlar, uhrevî hayatı inkâr ederek inkarcı bir halde yaşayanları elbetteki, selâmet ve saadete kavuşamayacaklardır. Onların âkibetleri de işte Karun'un âkibeti gibi pek korkunçtur. Artık bu Karun kıssasından öyle maddî, ve geçici varlıklarından dolayı gururlananlar, bir ibret dersi almalıdırlar. "Karun" (s rai loğ u I lan ndan idi. Musa Aleyhisselâm'ın amcası "Yeshen Bin Faheşin" oğlu imiş, Tevratı tamamen ezberlemişti. Rivayete göre kimya ilmine vesair ticaret, ziraat fenlerine ve iktisadiyata ait bilgilere sahip bulunuyordu. Çehresindeki güzellikten dolayı kendisine "Hur" adı da verilmişti. Fakat Hz. Musa'ya münafıkça bir şekilde îman etmiş idi. Hz. Musa'nın ve Hz. Harun'un risalet ve peygamberliğine haset ediyor, kendisine de öyle bir makam verilmesini istiyordu. Nihayet iki yüzlülüğünü meydana koymuş, Musa Aleyhisselâm'ın gösterdiği mucizeleri sihir sanarak o mübarek Peygambere eziyet vermekten çekinmemişti. Fevkalâde bir şekilde elde ettiği servetine dünya varlığına güvenerek, fakirleri hafife almış, kendisine verilen en mühim, ahlaki nasihatlara aldırış etmemiş, artık Allah'ın kahrını tamamen hak etmişti. Kendisi de, bütün sahip olduğu servet de harikulade bir şekilde yerlerin altına geçirilerek mahvedilmiş onun bu müthiş âkibeti insanlar arasında darbı mesel hükmünde bulunarak bir ibret numunesi olmuştur. Karun'un servetine, adamlarının çokluğuna ve ne şekilde yerin yarılıp kendisinin helak olup gittiğine dair birçok ayrıntı vardır ki, onlar Kur'an-ı Kerim'de zikredilmediği için o konudaki ayrıntıyı Allah'ın ilmine havale ederiz. En doğru olan budur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014