28-Kasas Suresi 46. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve sen Tûr cânibinde bulunmuş olmadın, o vakit ki, Biz nidâ ettik. Velâkin Rabbinden bir rahmet olarak (seni de peygamber gönderdik) tâ ki, senden evvel kendilerine bir nezir gelmemiş olan bir kavmi sen inzar edesin. Olabilir ki, onlar güzelce düşünürler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve sen Tur'un yanında bulunmuş olmadın, o vakit ki, biz seslendik. Ve lâkin Ra binden bir rahmet olarak -seni de Peygamber gönderdik- tâ ki, senden evvel kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi sen uyarasın. Olabilir ki, onlar güzelce düşünürler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Ve) Sen ey Yüce Peygamber!. (Tur'un yanında bulunmuş olmadın) Sen Musa Aleyhisselâm'a kendisine seslenilen Tur Dağının civarında bulunmuş değildin (o vakit ki, biz seslendik) Hz. Musa'ya vahyederek onu Firavun ile kavmini hak dine davetle görevlendirmiştik. Aradan öyle asırlar geçti, (velâkin) Şimdi sen de (Rabbinden) sana ve bütün insanlığa (bir rahmet olarak) seni de Peygamber gönderdik, sana da irade buyurduğum âyetleri inzal ediyoruz, (tâki senden evvel kendilerine bir uyarıcı) Kendilerini Allah'ın azabı ile korkutup hakkı kabule davet eden bir Peygamber (gelmemiş olan bir kavmi sen uyarasın) o kavimden maksat, fetret ehlidir. Yani: Hz. Isa ile Hz. Peygamber arasındaki (550) sene içinde yaşamış olan insanlardır. Veyahut o kavimden maksat, Hz. İsmail ile Hz. Muhammed arasındaki topluluktur. Çünkü, Musa ve Isa Aleyhisselâm dine daveti yalnız İ s rai loğ u I lan na mahsus idi, Peygamber Efendimiz ise zamanındaki insanları ve kıyamete kadar meydana gelecek bütün insanlığı hak dine davetle emrolunmuştur. İlk evvel, Arap kavmini İslâm dinine sevk etmeğe çalışmıştır, (olabilir ki,) Onlar güzelce düşünürler. Son Peygamberin yüce tebliğlerinin, Islamiyetin ne kadar mükemmel bir din olduğunu iyice tefekkür ederek onu kabule koşanlar, o sayede selâmet ve saadete ererler, fetret devreleri de nihayet bulmuş, artık "ne yapalım bize bir Peygamber gelip de Allah'ın dinini tebliğ etmedi" diye bir mazeret ileri sürebilmelerine imkân kalmaz, haklarında ilâhi delil tamam olmuş bulunur. Ne büyük bir ilâhi lütuf!.
|