KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

4-NISA SURESI (176 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Nisa Suresi 4  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 4/4
4-NISA SURESI - 4. AYET    Medine
وَآتُوا النِّسَاءَ صَدُقَاتِهِنَّ نِحْلَةً ۚ فَإِنْ طِبْنَ لَكُمْ عَنْ شَيْءٍ مِنْهُ نَفْسًا فَكُلُوهُ هَنِيئًا مَرِيئًا -4
Ve antün nisae sadükatihinne nıhleh fe in tıbne leküm an şey´im minhü nefsen fe küluhü henıem merıa
4-Nisa Suresi 4. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Kadınlara mihirlerini bir atiyye olarak veriniz. Şâyet size ondan bir miktarını gönül hoşluğu ile bağışlar iseler onu da afiyetle, kolaylıkla yiyiniz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Kadınlara mihirlerini bir vecibe olarak veriniz. Şayet size ondan bir miktarını gönül hoşluğu ile bağışlar iseler onu da afiyetle, ko-1 aylı ki a yiyiniz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerime, kadınlara mihirlerinin güzelce verilmesini, onların rızaları olmadıkça o mihre dokunulmamasını emri ve tavsiye buyuruyor. Şöyle ki: (Ve) Ey müminler!, (kadınlara) eşlere dinen hak ettikleri (mihirlerini) onlara bir yardım, bir hürmet ve muhabbet alameti (bir atiyye) bir dinî vecibe (olarak veriniz) onu onlardan esirgemeyiniz, (şayet) onlar, bir tesir altında olmaksızın (ondan) o mihirlerinden az çok (bir miktarını) yani o cinsten herhangi bir malı (gönül hoşluğu ile) kendi arzuları ile (bağışlar iseler onu da) alınız, sarfediniz, (afiyetle, kolaylıkla) hoş, akibeti güzel, mesuliyetten uzak olarak (yeyiniz) ondan istifâde ediniz. Bu takdirde size bir vebal yoktur. Rivayete göre vaktiyle Arabistan'da kızlarını ve diğer kadınları kocaya verenler onların mihirlerini kendileri alır, yer onlara bundan bir;ey vermezlermiş. Bazı kimseler de eşlerine verdiklerini onlardan bir şey vermezlerini?. Bazı kimseler de eşlerine verdiklerini onlardan geri almak veya kendilerine bağışlatmak isterlerini;, nitekim bu suretle hareket edenler şimdi de bulunmaktadır. İşte velilere veya kocalara veya her iki zümreye de ait olmak üzere bu âyeti kerime nazil olmuş, onlara bu husustaki insanlığa, ahlâka, adalete muvafık olan yol gösterilmiştir. § Mehr kadının nikâh akdi ile kocasından almaya hak kazandığı maldır. Çoğulu mühür ve emhardır. Mehre, âtiye, farize, nihle, sedak da denilir: Ve birkaç kısma ayrılır. Şöyle ki: (1) Mehri müsemma: İki tarafın az veya çok olarak isimlendirdikleri ve tayin ettikleri mal veya değiştirilmesi mümkün olan menfaattir… (2) Mehri misi: Kadının babası tarafından ve olmadığı takdirde akran ve emsal kadınların mehri miktardır. Nikâh akdi zamanında mehir belirtilmezse kadın bu mehri misle hak kazanmış olur. (3) Mehri muaccel: Peşin verilmesi şart koşulan mehirdir. (4) Mehri müeccel: Daha sonra verilmesi şart koşulan mehirdir. Muayyen bir zaman zikredilmemiş olunca vefat veya boşama zamanında alınması lâzım gelir. Bir mehir kısmen muaccel ve kısmen de müeccel olabilir. Meselâ nikâh esnasında belirtilen bin liradan ibaret bir mehrin beşyüz lirası peşin verilerek beşyüz lirası da sonraya bırakılabilir. § Mehirlerin miktarı: Bunun azamî sınırı belirlenmemiştir. Asgarî sınırı ise hanefilere göre on dirhem gümüştür. Gerek basılmış, para olsun ve gerek olmasın. Bundan az mehir tayin edilemez. M al i ki I e re göre de mehrin en az miktarı halis altından bir dinarın dörtte biridir. Halis gümüşten de üç dirhemdir. İmam Şafiî'ye ve diğer bazı zatlara göre de mehrin belirlenmiş bir miktarı yoktur. Her mal, az olsun çok olsun mehir olabilir. § Mehrin lüzumunun hikmeti: Kadınlara halleriyle, mevkileriyle mütenasib birer miktar mehir verilmesi idarî, ailevî, içtimaî bir menfaat gereğidir. Binaenaleyh mehir anılmasa da, kaldırılsa da yine mehri misil lâzım gelir. Buna bir Allah hakkı da girmektedir. Fakat bu lâzım gelen mehri bir kadın kocasına kendi güzel rızasıyla kısmen veya tamamen bağışlayabilir. Mehrin lüzumundaki fâide ve hikmetin bir kısmı şunlardır: Mehir, eşden yapılan istifâde karşılığında bir bedel yerindedir. Bununla beraber mehir verilmesi eşin kadrini yükseltir, ihtiyacının teminini sağlar, şeyiz tedarikini kolaylaştırır, geleceğini temine sebep olur, nikâhın devamına yardımcı olur, nikâhın ehemmiyetini gösterir. Maamafih mehirde istenen şey normal olandır, İki tarafın durumu göz önüne alınmalıdır, ifrat ve tefritten kaçınmalıdır. Aksi takdirde iki tarafta zarar görür. ( = işlerin en hayırlısı orta olanıdır.)

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014