4-Nisa Suresi 46. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
O Yahudi olanlardan ki, kelimeleri yerlerinden tebdîl ederler ve dillerini eğerek ve dine dokunarak, «İşittik ve isyan ettik, işit, işitmez olası ve râina,» derler. Ve eğer onlar «İşittik ve itaat ettik ve işit ve bize nazar et» deselerdi elbette onlar için hayırlı ve ziyâde dürüst olurdu. Velâkin Allah Teâlâ onlara küfürleri sebebiyle lânet etmiştir. Artık pek az müstesna olmak üzere onlar imân etmezler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
O Yahudi olanlardan ki, kelimeleri yerlerinden değiştirirler ve dillerini eğerek ve dine dokunarak "işittik ve isyan ettik, işit, işitmez olası ve rain a" derler. Ve eğer onlar işittik ve itaat ettik ve işit ve bizi gözet" deselerdi elbette onlar için hayırlı ve çok dürüst olurdu. Ve lâkin Allah Teâlâ onlara küfürleri sebebiyle lanet etmiştir. Artık pek az müstesna olmak üzere onlar îman etmezler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, hidâyet karşılığında sapıklığı satın alan şahısların ne şekilde dalalette bulunduklarını açıklamaktadır. Şöyle ki: O düşmanlar, o sapıklığı satın alanlar, o müslümanları doğru yoldan sapıtmak isteyenler (o Yahudi olanlardan) bir topluluktur ki (kelimeleri) Tevrat'ta ve sairede olan beyanları ve bilhassa Hz. Peygamber'in vasıflarına ait âyetleri (yerlerinden değiştirirler) onların aksini söylerler, o kelimelerin yerlerine başka kelimeleri koyarlar veya o kelimeleri Allah'ın maksadına aykırı, yanlı; bir şekilde tevile cür'et gösterirler, (ve) Peygamber meclisinde ve diğer yerlerde (dillerini eğerek) bükerek, yüz döndürerek (ve dine dokunarak) dine karşı alay ve eğlencede bulunarak, yerme ve kötülemeye cür'et ederek Rasûlü Ekrem'e karşı (işittik ve isyan ettik) derler. Böyle hasetlerini, düşmanlıklarını gösterirler ve tevriyeli bir söz olmak üzere de (işît, işitmez olası ve rain a derler) yani Rasûlııllah'a hitaben: Sen işit, kötü bir sözü işitmez olduğun halde ve bizleri gözet derler. Bu söz aynı zamanda "sen işit, sağır veya ölüm sebebiyle asla söz işitmez bir halde olarak" Veya işit, sağır veya ölüm sebebiyle asla söz işitmez bir halde işit" gibi bir mânâyı da kapsamaktadır. "Raina" kelimesine gelince:
Bu, "bizi gözet saygı göster" gibi bir mânâyı ifade eder. Resulü Ekrem'e karşı böyle bir talepte bulunmak Esasen ahlâka, âdabi muaşerete aykırıdır. Bununla beraber bu kelime: İbranî dilinde ahmak tabiri gibi bir sövme ve ihaneti de kapsamaktadır. Rasûlü Ekrem'e harsı böyle bir hitab ise en büyük bir alçaklık ve sapıklık alâmetidir. Bakara süresindeki 104 üncü âyetin tefsirine bakınız, (ve eğer onlar) o terbiyeden, hakikati görmekten mahrum topluluk (işittik ve itaat ettik ve işît ve bizi gözet deseler idi) böyle hitabetmeleri (elbette onlar için* öyle söyledikleri sözler gibi zararlı olmazdı. Bilâkis haklarında (hayırlı ve çok dürüst) adalete uygun (olurdu) ne yazık ki onlar böyle bir terbiyeden, yetenekten mahrum idiler, onun içindir ki, öyle demediler ve hayıra nail olamadılar. (Ve lâkin Allah Teâlâ onlara küfürleri) dinsizlikleri, Hz. Peygambere karşı edepsizce cüretleri (sebebiyle lanet etmiştir) onları yardımsızlığa ve alçaklığa terk etmiştir. Onları hidayetten uzaklaştırın ıştır, (artık) Bundan sonra (pek az müstesna olmak üzere) yani: İmân edilecek şeylerden yalnız şayanı kabul olmayacak pek az şeylere imân etmeleri veyahut içlerinde Abdullah İbni Selâm ve Keab gibi bazı zatların İslâmiyet'i kabul eylemeleri müstesna, (onlar) tamamen (imân etmezler) dinsizliklerinde, düşmanlıklarında devam eder dururlar. Sonunda bu kötü hareketlerinin cezasına kavuşurlar.
|