4-Nisa Suresi 113. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Eğer Allah Teâlâ´nın fazl ve rahmeti senin üzerine olmasaydı elbette onlardan bir tâife seni şaşırtmaya kasdedecekti. Halbuki, onlar kendi nefislerinden başkasını şaşırtmazlar ve sana hiçbir şeyden zarar veremezler. Ve Allah Teâlâ sana kitabı ve hikmeti indirdi ve sana bilir olmadığın şeyleri öğretti. Ve Allah Teâlâ´nın fazlı senin üzerine pek büyük olmuştur. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Eğer Allah Teâlâ'nın lütuf ve rahmeti senin üzerine olma-saydı elbette onlardan bir taife seni şaşırtmaya kasdedecekti. Halbuki, onlar kendi nefislerinden başkasını ş,aş,ınamazlar ve sana hiçbir şeyden zarar veremezler. Ve Allah Teâlâ sana kitabı ve hikmeti indirdi ve sana bilir olmadığın şevleri öğretti. Ve Allah Teâlâ'nın lütfü senin üzerine pek büyük olmuştur. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, Rasûlü Ekrem'in Allah'ın lütfuna nail, ilâhî vahye mazhar olup düşmanlarının sui kastlerinden korunmuş ve muhafaza edilmiş bulunduğunu bildirmektedir. Şöyle ki: Ya Muhammedi. Aleyhisselâm (Eğer Allah Teâlâ'nın lütfü) peygamberlik ve risalete nail kılması (ve rahmeti) günahsızlık sıfatına erdirmesi (senin üzerine) yönelmiş (olmasa idi) böyle bir ilâhî merhamet, ilâhî koruma senin hakkında tecelli etmeseydi (elbette onlardan) o Tuğme'nin kavmi gibi yalan yere şahitlik eden isyankâr insanlardan, münafıklardan (bir taife seni şaşırtmaya) seni hatâya düşürüp hak üzere hüküm vermekten ayırmaya (kasdedecekti) bu isteklerinin meydana gelmesi için etkili olacak bir şekilde çalışmış olacaklardı. Onların vâki olan kasıtları, etkisiz olduğundan yok hükmünde bulunmuştur, (halbuki, onlar) o hakikati değiştirme ve bozmaya çalışan münafık tabiatlı harifler (kendi nefislerinden başkasını şaşırtamazlar) meşru olmayan hareketlerinin vebali kendilerine yöneliktir, (ve sana hiçbir şeyden zarar veremezler) seni hiçbir zarar ile zarara uğratamazlar. Çünki Allah Teâlâ seni korumuştur, himayesine mazhar buyurmuştur. Öyle bir topluluğun, Tuğme kabilesi gibi kimselerin yalan yere yapılmış olan şahitliklerinden dolayı peygamberin kalbine gelen bir tamayül ise şahitlik edenlerin sözlerine itimat ve durumun zahiri ile amel kabilinden olduğundan bu, hüküm hususunda haksız yere bir temayül mahiyetinde değildir, (ve Allah Teâlâ sana) Ya Muhammed Aleyhisselâm!, (kitabı) Kur'an-ı Kerim'i (ve hikmeti) sünneti seniyeyi, şeriat ilmini, hakka uygun olan herhangi bir kelâmı (indirdi) inzal etti, ilham buyurdu (ve sana) peygamberliğe nail olduğun zamana kadar (bilir olmadığın şeyleri öğretti) vahy yoluyla gizli olan işleri telkin etti, dünyaya ve âhirete ait nice müşkülâtın hal çaresini sana bildirdi ve bu cümleden olarak Tuğme gibi, kavmi gibi yalancıların yalanlarından seni haberdar buyurdu. (Ve Allah Teâlâ'nın fazlı) lütfü keremi (senin üzerine pek büyük olmuştur) bahusus seni umumî peygamberliğe, umumi risalete nail buyurmuştur. Artık bunlardan daha büyük lütuf ve kerem düşünülebilir mi?..
|