11-Hud Suresi 61. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Semûd´a da kardeşleri olan Sâlih (peygamber gönderilmiştir). Dedi ki: «Ey kavmim! Allah Teâlâ´ya ibadet ediniz. Sizin için O´ndan başka bir ilâh yoktur. Sizi yerden o icad etti ve sizi orada o yaşattı. Artık O´ndan mağfiret dileyiniz, sonra O´na tevbe ediniz. Şüphe yok ki, benim Rabbim yakındır, icabet edicidir.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Semud'a da kardeşleri olan Salih -Peygamber gönderilmiştir-. Dedi ki: Ey Kavmim!. Allah Teâlâ'ya ibâdet ediniz. Sizin için ondan başka bir ilâh yoktur. Sizi yerden o yarattı ve sizi orada o yaşattı. Artık ondan mağfiret dileyiniz, sonra ona tövbe ediniz. Şüphe yok ki, benim Rabbim yakındır, duaları kabul edendir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler de, Salih Aleyhisselâm'ın kıssasına, onun kavmini tevhid dinine davetine ve onlar hakkındaki Allah'ın nimetlerini beyan buyurmuş olduğuna dâirdir. O kavmin de babalarından kendilerine intikâl etmiş olan bâtıl bir yolda kararlılık gösterip o Yüce Peygamberin tebligatını bir şek ve şüphe ile karşılamış olduklarını bildirmektedir. Şöyle ki: Hicaz ile Şam arasında bulunan Hicr adındaki bir ülkede oturan (Semud) kavmine (de) soy bakımından (kardeşleri olan Salih) Aleyhisselâm Peygamber gönderilmiştir. Hz. Salih o kavme hitaben (dedi ki: Ey kavmim!.) yani: Ey kendilerine bir fenalığın gelmesinden dolayı üzüntü duyacağım kabilemin fertleri (Allah Teâlâ'ya ibâdet ediniz) Ondan başkasına ibâdetde bulunmayın çünki (sizin için ondan başka ilâh yoktur) ibâdetinize lâyık olan, yalnız odur. Bu taptığınız putlar değildir. Bir kere düşününüz ki: (sizi yerden o) eşsiz yaratıcı (icad etti) yani: Sizin ilk pederiniz olan Hz. Adem'i O Kerem Sahibi Yaratıcı, topraktan yarattı, sizi de onun sülâlesi olarak meydana getirdi. Yahut sizi birer nütfeden, o nutfeleri de sonuçta topraktan meydana gelen hayvansal ve bitkisel gıdalardan yaratmış oldu. Artık böylebir yaratma, o Kerem Sahibi Yaratıcının birliğine muazzam bir delil değil midir?, (ve) Ey kavmim!. (Sizi orada) O yeryüzünde (o) Yüce Yaratıcı (yaşattı) yani: Ey kavmim!. Cenâb-ı Hak, sizi yeryüzünde ikâmet ediciler kıldı siz ömür sürdükçe burada oturursunuz, sonra da bunu arkadan gelenlere terkedersiniz. Veyahut sizin ömürlerinizi o yeryüzünde uzattı. Hatta bunlardan her birinin üçyüz seneden bin sene kadar yaşar bulunduğu rivayet edilmektedir. Diğer bir yoruma göre de Ey Kavmim!. Allah Teâlâ sizi, yeryüzünü imar ediciler kıldı, böyle imâna muvaffak oldunuz, artık o Kerem Sahibi Mabuda ibâdet etmeli değil misiniz?. Bu âyeti kerime, gösteriyor ki: Yeryüzünü imâra muvaffak olmak da ilâhî bir lutuftur, büyük bir nimettir. Bunu başarmayı Cenab'ı Hak'tan bilmeli, ona kullukta ve teşekkürde bulunmalıdır. Aksi takdirde nankörlük edilmiş olacağından, o nimetin yok olmaya mahkum olacağından korkulur. (Artık ondan) O Kerem Sahibi Yaratıcı'dan (mağfiret dileyiniz) ona imân ediniz, şimdiye kadar olan küfr ve isyanınızın bağışlanmasını ondan niyaz eyleyiniz (sonra ona tövbe ediniz) öyle bâtıl putlara tapmış olduğunuzdan dolayı pişmanlık göstererek tövbekar olunuz, İmân olmadıkça tövbe sahih alamıyacağından evvelâ İman edilmesi sonra da tövbede bulunulması emir olunmuştur, (şüphe yok ki, benim rab'bim) bütün mahlûklarına İlim ve tasarruf bakımından (yakındır) tevbe eden ve af dileyen herhangi bir kulu nerede bulunmuş olursa olsun Cenâb-ı Hak onun bu hareketini tamamiyle bilerek onu kabul eder. Ve O Yüce Mâbud (icabet edicidir) o, kendisine seslenen, yakarış ve niyazda bulunan herbir kulunun bu duasını, temennisini kabul buyurur. Artık bütün insanların en birinci vazifesi o ortak ve benzerden uzak olan Yüce Yaratıcıya imân etmek ve sığınmaktan başka bir şey değildir.
|