11-Hud Suresi 50. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Âd (kavmine) de kardeşleri Hûd´u (peygamber) gönderdik. Dedi ki: «Ey kavmim! Allah´a ibadet ediniz, sizin için O´ndan başka hiçbir mabûd yoktur. Sizler ise iftira edenlerden başka değilsiniz.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ad -kavmine- de kardeşleri Hûd'u -Peygamber- gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim!. Allah'a ibâdet ediniz, sizin için ondan başka hiçbir mâbud yoktur. Sizler ise iftira edenlerden başka değilsiniz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler de Hûd Aleyhisselâm'ın kıssasını içermektedir. O Yüce Peygamberin kavmini Allah'ın birliğine ve af dileyerek tövbeye davet buyurmuş olduğunu bildirmektedir. Ve onlardan bir mükâfat beklemediğini ve kendisinin de bu emirlere uyduğu takdirde büyük nimetlere, kuvvetlere kavuşacaklarını onlara bildirmiş olduğunu beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: (Ad) kavmine (de) soy bakımından (kardeşleri Hûd'u) Peygamber (gönderdik) onları Allah'ın dinine davet etmekle görevlendirdik. Hz. Hûd, onlara (dedi ki: Ey kavmim!. Allah'a ibâdet ediniz) yalnız ona mâbud biliniz, ondan başkasını ona ibâdetde ortak edinmeyin (sizin için ondan başka hiçbir mâbud yoktur) ilahınız ancak odur. Bu taptığınız putlar, taşlardan ibarettir, size ne zarar ve ne de fâide veremez. Bütün kâinat Yüce bir Yaratıcı'nın, Yüce bir Mabudun varlığını gösterip dururken artık öyle âdi, yaratılmış şeyleri nasıl mâbud tanıyabilirsiniz?. (Sizler ise) Bu hareketinizle, böyle yaratıklara ibâdet etmenizle veya bu putlara ibâdet etmenizi Cenabı Allah emir etmiştir demenizle o Yüce Yaratıcıya (iftira edenlerden başka bir şey değilsiniz) siz yalancı, iftiraya düşkün kimselerden bulunmaktasınız.
§ Hûd Aleyhisselâm, Ad kabilesinden ve Nuh Aleyhisselâm'ın zürriyetinden bir zat idi. Ad kabilesi ise araplardan olup Yemen nahiyesinde otururlardı. Bu sebeple Hz. Hûd, soyca Ad kabilesinin kardeşi bulunmuştur. Böyle bazı Peygamberlerle kavimleri arasında bir kardeşlik bulunmuş olduğunun Kur'an'ı Hakîm'de beyan buyurulması bir fayda ve hikmeti içermektedir. Şöyle ki: Peygamber olan bir kardeşin hâli, tavırlar! Kardeşleri arasında bilinmektedir. Artık fazilet ve olgunluğun bir örneği olduğu görülüp duran bir kardeşin n as i hat I arı nasıl olur da kabul edilmez, nasıl olur da sözleri inkâr edilerek kendisine karşı düşmanlık gösterilebilir ve gücenilir?. Böyle bir hareketin doğru olmayacağına bu tabir ile işaret edilmiş oluyor. Bir de bu tabir, Rasülü Ekrem'in kavmi için bir işaret ve irşadı taşımaktadır. Şöyle ki: Kureyş topluluğu kendi kabilelerinden bir mübarek fert olan Hz. M un amme d'in -Aleyhisselâm- kendilerini dine davet etmekle emrolunmuş bir Peygamber olduğunu uzak görmüşlerdi. Binaenaleyh Kur'an-ı Kerim'de buyurulmuş oluyor ki: Hûd, Salih gibi bir kısım Peygamberler de kendi kavimlerinden birer fert iken, aralarında soyca kardeşlik var iken o kavimlere Peygamber gönderilmişlerdi. Artık Hz. Muhammed'in kavmine ve diğer kavimlere Peygamber gönderilmesi neden uzak görülsün? İşte böyle bir yanlış düşünce, bu kardeşlik tabiriyle giderilmek istenilmiştir.
|