11-Hud Suresi 23. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
İmân edenler, ve sâlih amellerde bulunanlar ve Rablerine kemal-i itaat ve huşû ile mutmain olanlar (yok mu) işte şüphesiz ki onlar cennet sahibidirler, onlar orada ebedîyyen kalıcılardır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
İmân edenler, ve salih salih amellerde bulunanlar ve Rab I eri ne tam bir itaat ve tevazu ile boyun eğenler -yok mu- işte şüphesiz ki onlar cennet ehlidirler, onlar orada ebediyen kalıcıdırlar. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, mü'minlerin ulaşacakları mükafatlarını müjdeliyor, böyle mü'min zatlar ile inkarcı kimselerin eşit olamayacaklarını pek açık bir temsil ile açıklıyor. Şöyle ki: (İmân edenler) Cenâb-ı Hak'kın birliğine inanan, Peygamberleri, melekleri semavî kitapları ve âhiret gününü tasdik eden ve namaz gibi, oruç gibi zekât gibi (salih salih amellerde bulunanlar ve) kendilerini yaratıp beslemekte olan (Rab'lerine tam bir itaat ve tevazu ile) kalben (boyun eğenler) yani: Öyle güzel kanaatlarda, amellerde bulunup üzerlerine düşen dinî vazifeleri yerine getirmeye çalışanlar yok mu, (İşte şüphesiz ki onlar) o güzîde vasıflara sahip olanlar (cennet ehlidirler) cennetler onlara mahsustur, (onlar orada) o cennetlerde (ebediyen kalıcıdırlar) onların o pek muazzam nimetleri asla yok olmayacaktır.
§ İhbat: Lügatte huşu, tevazu manasınadır. Kalbin bir şey hakkında kanaat getirip, mutmain olup başkalarına iltifattan vazgeçmiş bulunması yerinde kullanılır. Cenab'ı Hak'kın sevap ve azap hususundaki beyanına kanaat getirmek de bir ihbattır. Böyle bir kanaat ve sükûnet sahibine de "muhbit" denir.
|