KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

35-FATıR SURESI (45 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Fatır Suresi 44  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 35/44
35-FATıR SURESI - 44. AYET    Mekke
أَوَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَكَانُوا أَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً ۚ وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُعْجِزَهُ مِنْ شَيْءٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ ۚ إِنَّهُ كَانَ عَلِيمًا قَدِيرًا -44
E ve lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim ve kanu eşedde minhüm kuvveh ve ma kanellahü li yu´cizehu min şey´in fis semavati ve la fil ard innehu kane alimen kadıraw
35-Fatır Suresi 44. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Yeryüzünde hiç dolaşıp da bakmazlar mı ki, kendilerinden evvelkilerin akibetleri nasıl olmuştur? Halbuki onlar, bunlardan kuvvetce daha şiddetli idiler. Ve Allah´ı ne göklerde ve ne de yerde bir şey aciz bırakamaz. Şüphe yok ki O, alîm, kâdir bulunuyor.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Yeryüzünde hiç dolaşıp da bakmazlar mı ki, kendilerinden evvelkilerin âkibetleri nasıl olmuştur. Halbuki, onlar, bunlardan kuvvetçe daha şiddetli idiler. Ve Allah'ı ne göklerde ve ne de yerde hiçbir şey âciz bırakamaz. Şüphe yok ki, 0, bilendir, güçlüdür.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetlerde inkarcıların seyahatleri esnasında tarih sahnesinden silinmiş kavimlerin başlarına gelmiş olan felâketlerden haberdar bulunduklarını, buna rağmen ne için onlardan bir ibret dersi almadıklarını kınamak için ihtar buyuruyor. Ve onlarm bir anda helak etmeye kadir olan ve hâllerini bilen Yüce Yaratıcının onları ilâhi bir hikmetten dolayı geçici bir zamana kadar yaşattığını, o muayyen zaman gelince hepsinin de lâyık oldukları âkibetlere kavuşacaklarını tehdit etmek için beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: 0 müşrikler, inkarcılar (yeryüzünde hiç dolaşıp da bakmazlar mı ki,) onlar, Şam, Yemen, Bağdat gibi yerlere ticaret vesaire için daima seyahatte bulunuyorlar, oraları görüyorlar, o sahalarda eski kavimlerin harab olmuş yurtlarınm görüyor, başlarına gelmiş olan felkâketleri anlamış oluyorlar, onların o fecî hâllerini düşünmek suretiyle dikkate almalı değil midirler?, (halbuki, onlar) 0 eski kavimler (bunlardan) bu şimdiki inkarcılardan (kuvvetçe daha şiddetli idiler) vücut yapıları, kudretleri, servetleri daha ziyâde idi. Öyle olduğu halde kendilerini kurtaramadılar, kötü amellerinin cezalarına kavuştular. Artık şimdiki inkarcılar da öyle birer cezaya kavuşturulamazlar mı?. Cenab-ı Hak, inanıyoruz ki herşeye kadirdir. (Ve Allah'ı ne göklerde ve ne de yerde bir şey âciz bırakamaz.) Mahlukatı hakkında dilediğini meydana getirmeğe fazlasıyle kadirdir. (Şüphe yok ki, 0) Yüce Yaratıcı, (bilendir, güçlüdür.) Bütün mahlûkatının hâllerini bilmektedir, dilediği şeyleri yapmaya tamamiyle kadirdir. Binaenaleyh şimdiki müşriklerin, âsilerin de bütün hâllerini, kanaatlerini bilmektedir, onları da lâyık oldukları âkibetlere kavuşturacaktır. Artık bunu bir düşünsünler!.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014