23-Mü'minun Suresi 96. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Sen o kötülüğü en güzel olan şey ile defet. Biz onların neler ile vasfeder olduklarını daha iyi biliriz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Sen o kötülüğü en güzel olan şey ile defet. Biz onların neler ile vasfeder olduklarını daha iyi biliriz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, Resûl-i Ekrem'in bir takım kötülüklere karşı pek güzel bir şekilde muamelede bulunmakla memur olduğunu bildiriyor ve kendisinin Cenab-ı Hak'ka ne şekilde sığınacağını dua ve niyazda bulunacağını gösteriyor. Ölüme mâruz kalacak kâfirlerin yapacakları temennilerinin ise artık vakti geçmiş olduğunu ihtar
buyurmaktadır. Şöyle ki: Ey Yüce Resulüm!. (Sen) o inkarcılardan gördüğün (kötülüğü) fena lakırdıları, çirkin muameleleri (en güzel olan şey ile) en faideli olan sözler ile, fiiller ile (defet) onların kötülüklerine karşı sen iyilikten ayrılma, onlara karşı af ve bağış ile, güler yüz ile muamelede bulun. (Biz onların neler ile vasfeder olduklarını) seni ve ilâhi zatımı nelerle nitelerdirmede bulunduklarını (daha iyi biliriz) öyle olduğu halde onların cezalarını hemen vermiyoruz. Artık sen de sabret, nitekim diğer azim sahibi Peygamberler de sabır etmişlerdir. Bu ilâhi beyan, Resûl-i Ekrem hakkında bir teselliyi ve inkarcılar hakkında da bir tehdidi içermektedir. Bir takım cahilce inkarcı sözlere karşı mukabelede bulunmak veya pek nazikçe, halimce bir tarzda karşılık vermek bir ahlâki fazilet mes'elesidir. Böyle bir muamele, bazan düşmanı dost etmeğe vesile olur. Nitekim "Hasmın sitemin anlamamak, hasma sitemdir" de denilmiştir. Su kadar var ki, yapılacak yumuşak mnuamele, dine, mürüvvete, insan karakterine aykırı bir şekilde olmamalıdır. Böyle bir yumuşaklık caiz değildir.
"Var iken elde müdara cenk-ü gavgadır abes"
"Düşmeni bed tıynete amma müdaradır abes"
|