KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

23-MÜ'MINUN SURESI (118 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Mü'minun Suresi 49  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 23/49
23-MÜ'MINUN SURESI - 49. AYET    Mekke
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ -49
Ve le kad ateyna musel kitabe leallehüm yehtedun
23-Mü'minun Suresi 49. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Andolsun ki, Mûsa´ya kitap verdik, (kavmi) hidâyete erebilsinler diye.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Andolsun ki, Musa'ya kitap verdik, -kavmi- hidayete erebilsinler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Andolsun ki,) muhakkak bir ilâhi lütuftur ki, (Musa'ya) Firavun'un boğulması ve helakinden sonra (kitap verdik) ona Tevrat'ı indirdik. 0 mübarek kitabın hükümlerini kavmi olan İ s rai loğ u I lan 'na telkin buyursun da o sayede onun kavmi, sapıklıktan, cehaletten kurtularak (hidayete) hak yola, marifetlere, dinlerinin hükümlerini idrake (erebilsinler diye) kendilerini öyle bir nimete nail kıldık. Artık onlar da bu ilâhi lütuftan istifade edemez de inkâra, yalanlamaya kalkışırlarsa elbette ki, onlar da Firavun ile taraftarlarının kötü sonuna uğrarlar. "Bu mübarek âyetler gösteriyor ki: Bir takım cahiller, Peygamberleri de kendileri gibi birer insan gördükleri için onlara tâbi olmayı bir alçalma sanmışlardır. Halbuki, insanlar, insanlık itibariyle eşit iseler de haiz oldukları üstün vasıflar itibariyle eşit değildirler. İnsanlar bu bakımdan muhtelif tabakalara ayrılmışlardır. Hak Teâlâ Hazretleri bir kısım kullarını hikmeti gereği bir büyük yeteneğe nail kılmıştır. Onlar birer temiz ruh ile yükseltmiştir, onları birer mukaddes kuvvet ile desteklemiştir, onlarda ruhani ve cismani birer harikulade yücelik tecelli etmekte bulunmuştur. Artık öyle seçkin, yüce yaratılış sahibi zatların pek hayır diler tekliflerine, tavsiyelerine iltifat edilmesi, onun pek büyük bir selâmet vesilesi telâkki olunması icabetmez mi? İşte bu yüceliği takdir edemiyen Firavun ile onun gibi bir insanın maddî servetine, saltanatına bakarak kendisine tapınmakta bulunan cahil kavmi sonunda lâyık oldukları fecî âkibete kavuşmuşlardır. Bu kudret harikasını gören i s rai loğ u I lar ı da daha sonra Musa Aleyhisselâm'a karşı isyankârca bir vaziyet alarak onun emirlerine, Tevrat'ın hükümlerine muhalefette bulunmuşlar, bu yüzden bir yıldırım azabına tutulmuşlardır. § Hud, Salih, Musa ve Harun Aleyhimüsselâtü vesselamın kıssaları için "Bakara", "Araf", "Yûnus", Hud", "İbrahim", "Isrâ", "Kehf", "Ta Ha", "Enbiya" sûrelerinin tefsirine de müraacat ediniz!.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014