3-Al-i İmran Suresi 17. Ayeti Kerime Mealleri |
A. GÖLPINARLI : |
Onlar, sabredenler, gerçekten itaat eyleyenler, mallarını yoksullara harcayanlar ve seher çağlarında, suçlarının yarlıganmasını dileyenlerdir. |
ADEM UĞUR : |
Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah´tan bağış dileyenler (içindir). |
ALİ FIKRİ YAVUZ : |
O takva sahipleri, taât ve musibetlere sabreden (söz, iş ve niyyetlerinde) sadâkat gösteren, Allah’a itaat eden. Allah yolunda mallarını harcayan, seherlerde Allah’dan mağfiret isteyen ve namaz kılanlardır. |
BEKİR SADAK : | (16-17) Onlar ki, «Rabbimiz! Biz suphesiz inandik, bunun icin gunahlarimizi bize bagisla ve bizi atesin azabindan koru» diyen, sabreden, dogru olan, gonulden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bagislanma dileyenlerdir. |
CELAL YILDIRIM : |
(16-17) «Ey Rabbimiz ! Şüphesiz ki biz imân ettik; artık günahlarımızı bağışla ve bizi Cehennem ateşinin azabından koru» diyenler: Sabredenler, doğru olanlar, itaat edip baş eğenler, boyun bükenler, (mallarını Allah yolunda) harcayanlar ve seher vakitlerinde istiğfar edenlerdir. |
DİYANET : |
(16-17) (Bunlar), “Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir. |
DİYANET VAKFI : |
Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah´tan bağış dileyenler (içindir). |
DİYANET İSLERİ : |
Onlar ki, "Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir. |
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL): |
O sabr edenleri, o sıdk-u sadakatle gidenleri, o divan duranları, o nefaka verenleri, ve o seher vakitleri istiğfar eyleyenleri |
ELMALILI M. HAMDİ SADE. : |
O sabredenleri, doğruluktan ayrılmayanları, divan duranları, nafaka verenleri ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenleri koru! derler. |
GÜLTEKİN ONAN : |
Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve ´seher vakitlerinde´ bağışlanma dileyenlerdir. |
H. BASRİ ÇANTAY : |
(16-17) (O takvaaya erenler): «Ey Rabbimiz, biz îman etdik. Artık bizim günâhlarımızı yarlığa ve bizi o ateşin azabından koru» diyenler, sabredenler, (imanlarında) gerçek olanlar, (Allaha) itaatle boyun eğenler, infaak edenler, seharlarda Allahdan mağfiret isteyenlerdir. |
MUHAMMET ESED : |
Zorluklara sabredenlerin ve sözlerini tutanların, (Rablerine) yürekten bağlı olanların, (servetlerini Allah yolunda) harcayanların ve bütün kalpleriyle af dileyenlerin. |
Ö NASUHİ BİLMEN : |
Onlar sabredicilerdir, sâdıktırlar, ibadetlere müdavimdirler, infak edenlerdir, seher vakitlerinde de istiğfarda bulunanlardır. |
SUAT YILDIRIM : |
Onlar sabırlı, imanlarında sadık ve samimî, Allah’ın huzurunda itaatla divan duran, mallarını hayırda harcayan, seher vakitlerinde Allah’tan af dileyen müminlerdir. |
SÜLEYMAN ATEŞ : |
Sabredenleri, doğru olanları, huzûrunda gönülden boyun büküp divan duranları, Allâh için (mal) harcayanları ve seherlerde istiğfar edenleri (Allah´tan bağışlanmalarını dileyenleri Allâh) görmektedir. |
Y. NÜRİ ÖZTÜRK : |
Kullar ki sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır, ilahî huzurda duranlardır, nimet ve imkânlardan başkalarını yararlandıranlardır; seherlerde, bağışlanmak için yakaranlardır. |
FİZİLAL : |
Bunlar sabırlılar, samimî bağlılar, gönülden kulluk edenler, mallarını Allah yolunda harcayanlar ve seher vakitlerinde günahlarının bağışlanmasını dileyenlerdir. |
İBNİ KESİR : |
Sabredenler, doğru olanlar, gönülden ibadet edenler, infak edenler ve seherlerde Allah´tan mağfiret dileyenlerdir. |
TEFHİMÜL KURAN : |
Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve ´seher vakitlerinde´ bağışlanma dileyenlerdir. |