KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

20-TAHA SURESI (135 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Taha Suresi 79  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 20/79
20-TAHA SURESI - 79. AYET    Mekke
وَأَضَلَّ فِرْعَوْنُ قَوْمَهُ وَمَا هَدَىٰ -79
Ve edalle fir´avnü kavmehu ve ma heda
20-Taha Suresi 79. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve Fir´avun, kavmini sapıklığa düşürdü ve onları doğru bir yola götüremedi.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve Firavun kavmini sapıklığa düşürdü ve onları doğru bir yola götüremedi.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve Firavun kavmini) kendisine tapınmaya davet etmek suretiyle (sapıklığa düşürdü) onları hidayetten, ilâhî dine kavuşmaktan mahrum bıraktı. (Ve onları doğru bir yola götüremedi.) bilakis sapıklıktan sapıklığa düşürdü. Nihayet hepsenin de kâfirce bir halde sular içinde boğulup gitmelerine sebebiyet vermiş oldu, onları dünyada da, ahirette de hüsrana, azaba mâruz bıraktı. § Deniliyor ki: Firavun elbette deli değildi. 0 denizde açılan yollara ordusuyla beraber atılmaya nasıl cesaret etti?. Buna cevaben denilebilir ki: Firavun, İsrail oğullarının o yollardan selâmetle geçmekte olduğunu gördüğü için kendisinin de geçebileceğine kani olarak o yollara atılmıştır. Şu da düşünülebilir ki: Ordusundan bir kısmının o yollara atılıp yürüyüşlerine devam ettiğini gördüğü için Firavun'a da o yolları selâmetle takibedeceğine dair bir kanaat gelmiş idi. Bununla beraber şöyle de denilebilir ki: Firavun'un müminlere karşı fevkalâde düşmanlık ve ihtirası, kendisini tehlikeyi düşürme kabiliyetinden mahrum bırakmış olmalıdır ki, öyle bir tehlikeye atılmaya cür'et göstermiştir. İşte hakka karşı olan bir düşmanlık, inkarcı şekilde bir ihtiras, sahibini böyle felâketlere mâruz bırakır. Velhâsıl: Firavun, Allah'ın azabına lâyık olmuş, olduğu için kendi başına gelecek bir tehlikeyi düşünmek hassasından mahrum kalmış, lâyık olduğu cezaya kavuşmuştur. Demek oluyor ki, öyle dinsizce hareket ederek helake, ilâhî azaba liyakat kazananlar, görünüşte ne kadar akıllı, uzak görüşlü görünseler de yine başlarına gelecek felâketten ne kendilerini, ne de kendilerine tâbi olanları kurtaramazlar. Binaenaleyh öyle helâkî, ilâhî azabı getirecek hallerden son derece kaçınmalıdır, başka türlü selâmet çaresi yoktur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014