KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

20-TAHA SURESI (135 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Taha Suresi 40  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 20/40
20-TAHA SURESI - 40. AYET    Mekke
إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ مَنْ يَكْفُلُهُ ۖ فَرَجَعْنَاكَ إِلَىٰ أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ ۚ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا ۚ فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَىٰ قَدَرٍ يَا مُوسَىٰ -40
İz temşı uhtüke fe raca´nake ila ümmike key tekarra aynüha ve la tahzen ve katelte nefsen fe necceynake minel ğammi ve fetennake fütunen fe lebiste sinıne fı ehli medyene sümme ci´te ala kaderiy ya musa
20-Taha Suresi 40. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: «O vakit ki, hemşiren gidip de diyordu ki: «O´na bakacak bir kimse için size delâlet edeyim mi?» Artık seni validene döndürdük ki gözü aydın olsun da mahzun olmasın. Ve sen bir şahsı öldürdün. Sonra seni o gamdan kurtardık ve seni fitneden fitneye uğratmıştık. Sonra Medyen ahalisi arasında senelerce eğleştik. Sonra da ey Mûsa! Mukadder olduğu üzere (bu muayyen zamana) geliverdik.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: O vakit ki, kız kardeşin gidip de diyordu ki; Ona bakacak bir kimse için size yol göstereyim mi?. Artık seni annene döndürdük ki gözü aydın olsun da mahzun olmasın. Ve sen bir şahsı öldürdün, sonra seni o gamdan kurtardık ve seni fitneden fitneye uğratmıştık. Sonra Medyen ahalisi arasında senelerce kaldın, sonra da Ey Musa!. Mukadder olduğu üzere -bu muayyen zamana-geliverdin.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ey Musa!. Aleyhisselâm. Senin öyle denize atılman (o vakit) vâki olmuştu (ki) senin (kızkardeşin) Meryem, Firavun'un sarayına (gidip de diyordu ki, ona) o çocuğa (bakacak bir kimse için size delâlet edeyim mi?.) Şöyle ki: Daha yeni doğmuş olan Hz. Musa, denizden çıkarılmış, saraya alınmıştı, kendisine karşı kalplerde büyük bir şefkat ve muhabbet uyanmıştı. O masum çocuk ise hiçbir kadının memesini kabul etmiyordu. Kız kardeşi ise bir takip ile saraya gitmiş o masum kardeşini görmüş, bigâne gibi görünerek ona bir münasip süt anne bulayım mı demiş, onlar da: Evet.. Bul demişlerdi. (Artık) Ey Musa!. (Seni annene döndürdük) sütanne bahanesiyle sana anneni kavuşturduk (ki) annenin (gözü aydın olsun da) senin ayrılığınla kalbi (mahzun olmasın) işte bu da dördüncü bir ilâhî ihsan idi. (Ve) Ey Musa!, (sen bir şahıs öldürdün) daha oniki yaşında iken bir Israil'li ile mücadelede bulunan bir kıptiyi vurup defetmek isterken bir hata eseri olarak öldürmüş oldun (sonra seni o gamdan kurtardık) Firavun tarafından kısas yoluyla katledilmek cezasından seni kurtardık. İşte bu da beşinci bir ihsan bulunmuştur. (Ve) Ey Musa!. Düşün ki, (seni fitneden fitneye uğratmıştık) Şöyle ki: Hz. Musa, gençliğinde çeşit çeşit sıkıntılara uğramış, bunlardan birer ilâhî lütuf olarak kolaylıkla kurtulmuştur. Meselâ: Hz. Musa'yı annesi öyle bir senede doğurmuştu ki, Firavun o sene doğan İsrail oğullarının çocuklarını öldürüyordu, sonra onu annesi tabut ile denize atmıştı, sonra da annesinden başkasının memesini emmez olmuştu. Bir aralık da Firavun'un başına bir odun parçasını çarpmış, veya sakalını çekivermişti. Daha sonra da kıptiyi öldürmüş, Medyen'e kaçıp gitmişti. İşte bunlar birer fitne, birer musibet idi. Cenab'ı Hak ise onu bu fitnelerden kurtarmıştı. Bu da altıncı bir ilâhî ihsan idi. (sonra) Ey Musa!. Korka korka gidip (Medyen ahalisi arasında senlerce eyleştin) Hz. Musa Medyen şehrinde bulunan Şuayb Aleyhisselâm ile buluşmuş, onun kızıyla evlenmiş, Hz. Şuayb ile yirmi sekiz sene beraber oturmuş, bunun on senesi eşinin mehri yerine sayılmıştı. Bu da yedinci bir ilâhî ihsan idi. (Sonra da ey Musa!. Mukadder olduğu üzere) yani: Allah'ın takdir ettiği üzere kırk yaşında olduğun halde peygamberliğe nail olarak bu belirli zamana (geliverdin) yani: Böyle allah'ın nurunun tecelli ettiği ilâhî vahyin gelmeğe başladığı, peygamberlik ve risaletle müjdelendiğin bir mübarek vakte kavuşmuş oldun.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014