KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

8-ENFAL SURESI (75 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Enfal Suresi 30  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 8/30
8-ENFAL SURESI - 30. AYET    Mekke
وَإِذْ يَمْكُرُ بِكَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِيُثْبِتُوكَ أَوْ يَقْتُلُوكَ أَوْ يُخْرِجُوكَ ۚ وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللَّهُ ۖ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ -30
Ve iz yemküru bikellezıne keferu li yüsbituke ev yaktüluke ev yuhricuk ve yemkürune ve yemkürullah vallahü hayrul makirın
8-Enfal Suresi 30. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve hani bir zamanda o kâfirler, seni tutup bağlamaları veya seni öldürmeleri veya seni çıkarmaları için sana hud´ade bulunuyorlardı. Ve onlar mekrde bulunurlar. Allah Teâlâ da mekr eder ve Allah Teâlâ mekr edenlerin en hayırlısıdır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve hani bir zamanda o kâfirler, seni tutup bağlamaları veya seni öldürmeleri veya seni çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Ve onlar tuzak kurmaktalar. Allah Teâlâ da tuzak kuranların hayırlısıdır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve) Resulüm!. Şunu da hatırla ki, (hani bir zaman da) Mekke'i Mükerreme'de mukim bulunduğun vakit (o kâfirler senî tutup bağlamaları) kayıt ve hapis altına almaları için (veya seni) kılıçlariyle (öldürmeleri) için (veya seni) Mekke'den (çıkarmaları için sana hud'ade>) tuzak kurma ve hilede (bulunuyorlardı.) İşte o zamanı bir düşün, Cenâb-ı Hak sana o zaman ne kadar lütuf ve keremde bulundu. (Ve onlar) sana (mekirde) hilede, su'ikasitte (bulunurlar) daima sana karşı dşümanca bir vaziyet almak isterler. Fakat onların bu hareketleri sana bir zarar veremez. Çünki (Allah Teâlâ da) onlara (tuzak kurar) onların tuzaklarını, hilelerini kendi üzerlerine çevirir. Evet… Allah Teâlâ Resulüne düşmanlarının kötü maksadını vahiy yoluyla haber verir, Mekke'den çıkıp Medine'ye gitmesini emreder, Bedir savaşında müslümanları düşmanlarının gözüne pek çok göstererek o düşmanları mağlûp bırakır. İşte bunlar, o kâfirlerin tuzak ve hilelerinin cezasıdır. (Ve Allah Teâlâ) şüphe yok ki (tuzak kuranların hayırlısıdır) herkesin tuzağını, hilesini ziyadesiyle bilicidir, onların bu fena hareketlerini sonuçsuz bırakmaya tam manâsıyla kaadirdir. İşte hayra, hikmete dayanan şeyler, ancak Cenab'ı Hak'kın bu şekilde tecelli eden ilâhî fiilleridir. § Bu âyeti kerimenin nüzul sebebi, tefsirlerde şöylece beyan olunmaktadır: Ensar denilen Medine'i Münevvere ahalisi Islâmiyeti kabul edince Mekke'i Mükerreme'deki Kureyş müşrikleri telâşa düştüler, Ebül Bühteri Hişam Ibni Amr, Ebu Cehil, Tuayme Bini Adiy gibi reisleri Darun Nedve'de toplandılar, Rasülü Ekrem hakkında ne yolda muamele yapacaklarına dair istişareye başladılar. İblis de Necit ahalisinden ihtiyar bir şahıs imiş gibibir şekle girerek o topluluğa katılmıştı. Ebül Buhter! Demişti ki: Benim görüşüm şöyledir: "Muhammedi -Aleyhisselâm- bir hanede hapsetmeli, penceresinden yiyip içeceğini vermeli; orada ölünceye kadar beklemeliyiz. Necidli ihtiyar, derhal itiraza başladı: Eğer siz onu öyle bir hanede hapsederseniz elbette onun kavmi gelir, sizinle savaşta bulunur, onu ellerinizden kurtarırlar. Bu sözü tasdik ettiler. Hişam'da demişti ki: Benim görüşüme göre onu bir deveye bindirip kendi aranızdan çıkarınız, artık onun yapacağı size zarar vermez, siz de istirahat etmiş olursunuz. Necidli ihtiyar yine itiraz etti, bu ne kötü görüş!. O kimse ki, sizin beyinsizlerinizi- bozdu, böyle dışarı çıkarılınca da sizden başkalarını bozar, onun konuşmasındaki tatlılığı, limanındaki güzelliği, kalpleri büyüleyen sözlerini görmüyor musunuz?. Vallahi onu öyle serbest bırakırsanız, gider birçok kimseleri kedisine tâbi kılar, sonra gelir sizi yurdunuzdan çıkarır atar. Evet… Doğru söylüyorsun diye o lânetli iblisi tasdik ettiler. Sonra lânetli Ebu Cehil dedi ki, benim görşüüm şudur: Kureyş'in her kabilesinden birer genç alırsınız, ellerine birer keskin kılınç verirsiniz, hepsi birden hücum edip Muhammedi -Aleyhisselâm- öldürürler, onun kanı kabilleer arasına dağılımı olur. Artık Hasim oğulları, Kureyş ile savaşa kaadir olamaz. Diyet isterlerse onu verir rahat ederiz. Melun Necidli ihtiyar, Ebu Cehlin bu görşünü doğru gördü, iste bu gencin == Ebu Cehlin reyi en muvafıktır, demişti. Darun Nedve'de toplanmış olanlar buna karar verdiler. Böyle üç görü; şeklinde bir tuzak ve hilede bulunmak istemişlerdi. İşte Cenâb-ı Hak bunların bu tuzağını ibtâl buyurdu. Bu hadiseyi Cibrili Emin gelip Rasülullah'a haber verdi, Medine'den çıkıp Mekke'ye hicret buyurmasını tebliğ etti. Rasülü Ekrem de bir gece yatağına Hz. Ali'yi yatırarak Hz. Ebu Bekir ile beraber Mekke'den çıktılar. Kureyş'in takibatından kurtulmak için bir aralık "Sevr" dağındaki bir mağaraya girdiler. Bir harika olmak üzere mağaranın her tarafını örümcekler sardı, oraya kadar gelen Kureyş'liler, mağar içinde kimse olmayacağına inanarak oradan ayrıldılar. Rasülü Ekrem de sonra tam bir emniyet içinde Medine'i Münevvere'ye kavuştu. İste Cenâb-ı Hak, o din düşmanlarının görüşlerini, hilelerini böyle tesirsiz bırakmış, Yüce Resulünü nice başarılara kavuşturmuştur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014