KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

8-ENFAL SURESI (75 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Enfal Suresi 60  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 8/60
8-ENFAL SURESI - 60. AYET    Medine
وَأَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآخَرِينَ مِنْ دُونِهِمْ لَا تَعْلَمُونَهُمُ اللَّهُ يَعْلَمُهُمْ ۚ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنْتُمْ لَا تُظْلَمُونَ -60
Ve eıddu lehüm mesteta´tüm min kuvvetiv ve mir ribatıl hayli türhibune bihı adüvvellahi ve adüvveküm ve aharıne min dunihim la ta´lemunehüm allahü ya´lemühüm ve ma tünfiku min şey´in fı sebılillahi yüveffe ileyküm ve entüm la tuzlemun
8-Enfal Suresi 60. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve onlara karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve bazı atlardan hazırlayınız. Bununla Allah Teâlâ´nın düşmanını ve sizin düşmanınızı ve onlardan başkalarını, (ki bunları siz bilmezsiniz, Allah Teâlâ bilir) korkutursunuz. Ve her neyi ki, Allah yolunda infak edersiniz, size tamamen ödenir ve siz asla zulme uğratılmazsınız.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve onlara karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve bağlı atlardan hazırlayınız. Bununla Allah Teâlâ'nın düşmanını ve sizin düşmanınızı ve onlardan başkalarını ki bunları siz bilmezsiniz, -Allah T e âlâ bilir- korkutursunuz. Ve her neyi ki, Allah yolunda harcarsanız size tamamen ödenir ve siz asla zulma uğratılmazsınız.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve) Ey müslümanlar!. Ey İslâm diyarının sahipleri, savunuculan (onlara karşı) o din, vatan düşmanlariyle savaşta bulunabilmeniz için, fedakârlık ediniz, (gücünüzün yettiği her kuvvetten) her türlü harp vasıtalarından (ve bağlı atlardan) saldırıyı sağlayacak, düşmanı dehşete düşürecek nakil vasıtalarından (hazırlayınız) bu hususta kusur göstermeyiniz. Çünki (bununla) bu kuvvet ile veya bu harp vasıtalariyle (Allah Teâlâ'nın düşmanını ve sizin düşmanınızı) korkutmuş olursunuz ki, bunlar vaktiyle Mekke'i Mükerreme'deki müşrikler ile diğer İslâmiyet düşmanlarından ibarettir. (Ve onlardan başkalarını) da korkutmuş olursunuz ki, bunlarda münafıklardan, İslâmiyet'e karşı gizlice düşmanlıkta bulunan dinsizlerden veya Yahudi'ler ile Mecusi'lerden ibarettir. Evet… Ey müslümanlar!. Aleyhinizde bulunan bir takım kimseler de vardır (ki, bunları siz bilmezsiniz) çünki onlar etrafınızda bulunurlar, size dost görünürler, kalplerindeki düşmanlığı gizlemiş olurlar. Fakat bunları (Allah Teâlâ bilir) siz herhalde kendinize düşen vazifeyi yapınız, lâzım gelen kuvvetleri hazırlayınız, bununla o açık ve gizli düşmanlarınızı (korkutursunuz) da artık size karşı cephe almaya cesaret edemezler, İslâm yurduna saldırmaya kalkışamazlar. Size karşı dost görünmeğe çalışırlar, bir kısmı da cizye vererek itaatkâr bir vaziyet almış olur. Hatta bu sayede bir kısmının İslâmiyet'i kabul etmesi de düşünülebilir. Ve bu gibi vâsıtaların mevcudiyeti İslâm yurdunun kuvvetini, ziynetini, medeniyet hayatındaki ilerlemesini dost ve yabancılara göstermiş bulunur. Binaenaleyh bir ilerleme dinî, bir yücelme ve fazilet dini olan İslâmiyet, müntesiplerine böyle maddî ve manevî mühim vâsıtaların hazır edilmesini emretmektedir. Müslümanlıkta boş durmak, medenî vasıtalardan mahrum olmak, düşmanlara karşı miskince bir vaziyete düşmek kesinlikle yasaktır. Kur'an'ı Kerim'in nasıl ebedî bir mucize olduğuna bakmalıdır ki, bu âyeti kerime'nin inişi zamanında en malûm, en gerekli silâh, kılıçtan, kamadan ibaret bulunuyordu. Bu âyeti kerime de ise bunları hazırlayın diye emir olunmuyor, bilâkis "gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayınız" diye emir olunuyor. Kuvvet tabiri ise bugünkü bütün harp vasıtalarına şamildir. Meselâ: Topları tüf ekleri, uçakları, otomobilleri, zırhlıları, tanklan, atomları ve diğerlerini de kapsamaktadır. İşte bu da bir Kur'ânî harikadır ki, bu müslümanlara gelecekte ortaya çıkacak her türlü harp vasıtalarının hazırlanmasını emretmiş, böyle vâsıtaların vücude geleceğine işarette bulunmuştur. Binaenaleyh müslümanlara düşen vazife de bu hususta her türlü fedakârlıklarda bulunmaktır. (Ve) Ey müslümanlar!, (her neyi ki. Allah yolunda infak ederseniz) yurdunuzun savunulması ve korunması için bu gibi harp vasıtalarını hazırlamaya nekadar çalışır, yardımda bulunursanız mutlak biliniz ki (size) karşılığı (tamamen ödenir) bunun maddî ve manevî mükâfatını elbette görürsünüz, (ve siz asla zulme uğratılmazsınız) yaptığınız harcama boş yere zâyolup gitmez sizler de zarara uğramış bulunmazsınız. Güzel niyete bağlı olan hizmetinizin elbette sevabını, mükâfatını görürsünüz. Artık ey müslümanlar!. Hak yolunda yapılacak yardımların, hizmetlerin ne kadar mühim, mutluluk verici olduğu belli olmuş oluyor. Cenâb-ı Hak, hepimizi bu gibi güzel vazifeleri yerine getirmeğe muvaffak buyursun, âmin…

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014