8-Enfal Suresi 75. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve o kimseler ki, sonradan imân ettiler ve muhâcerette bulundular ve sizinle beraber cihada atıldılar, artık onlar da sizlerdendir. Ve maahaza rahîm sahipleri Allah Teâlâ´nın kitabınca bazıları bazılarına daha yakındır. Şüphe yok ki Allah Teâlâ herşeyi tamamıyla bilicidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve o kimseler ki, sonradan imân ettiler ve hicrette bulundular ve sizinle beraber cihada atıldılar, artık onlar da sizlerdendir. Ve bununla birlikte yakın akrabalar Allah Teâlâ'nın kitabınca bazıları bazılarına daha yakındır. Şüphe yok ki. Allah Teâlâ h erseyi t amam iyi e bilicidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Ve o kimseler ki, sonradan) İlk imân edip hicrette bulunanları müteakip (imân ettiler) müslüman oldular (ve hicret ettiler) Hudeybiye savaşından sonra hicret edenler gibi. Buna "ikinci hicret" denilmiştir. (Ve) Ey ilk muhacirler ve ensar-ı kiram!. Onlar ki, (sizinle beraber cihâda atıldılar) onlar da düşmanlarınıza karşı sizinle beraber olarak cephe aldılar, fedakârlıkta bulundular (artık onlar da sizlerdendir) onlar da sizin gibi İslâmiyet'e hizmet eden, din kardeşliğine sahip, muhterem zatlardır. Sizin tâbi olduğunuz bütün hükümlere onlar da sizin gibi tâbi bulunacaklardır. Bu onların imanlarının bir mükafatıdır, (ve bununla beraber rahın sahipleri) yani: Aralarında şer'an muayyen akrabalık bulunan müslümanlar (Allah Teâlâ'nın kitabınca) Cenâb-ı Hak'kın hükmünce veya lâvh-i mahfuzda, veya Kur'an'ı Kerim'de yazılmış olanı şer'î hüküm gereğince (bazıları bazılarına) mirasa kavuşmak hususunda (daha yakındır) onlar var iken onlardan vefat edeceklerin terekeleri öyle akraba olmayanlara verilemez. (Şüphe yok ki Allah Teâlâ herşeyi tamamiyle bilicidir) hangi hükümlerin hikmet ve menfaata daha uygun olduğunu hakkiyle bilen ancak Cenab'ı Hak'tır. İşte veraset hakkındaki ilâhî hükmü de o Yüce Yaratıcının hikmeti gereğidir. Artık onun bütün hükümlerine riayet edilmesi elzemdir. Onun zıddına hareket, o bilen ve hikmet sahibi olan Yüce Yaratıcının ilm ve hikmetine güvenilip inanılmadığını gösterir ki bu, asla caiz olamaz.
§ Mekke'i Mükerreme'nin fethinden evvel kâfirlerin arasında kaimi; olan müslümanların hicret etmeleri gerekiyordu. Bunlar hicret etmedikçe İslâm yurdunda bulunan yakınlarına vâris olamıyorlardı. Fakat Mekke'i Mükerreme'nin fethini müteakip müslümanlar çoğalmış, kuvvet bulmuş, kâfirlerin müslümanlara musallat olmalarına
meydan kalmamış olduğu için artık hicrete lüzum kalmamıştı. Onun içindir ki, bir hadisi şerifte = Fetihten sonra hicret yoktur
buyurulmuştur. Binaenaleyh şimdi yurt farkı, müslümanlar arasında verasetin tatbikine mâni değildir. Gayri müslimlerin ülkesinde bulunan bir müslüman, İslâm yurdunda vefat eden bir müslüman akrabasına vâris olabilir. Şu kadar var ki, bir müslüman, bulunduğu ecnebî yurdunda İslâmiyet'i muhafaza edemeyip dinine musallat olmalarından korkarsa o zaman oradan ayrılıp bir İslâm yurduna hicret etmesi icap eder. O gibi din düşmanlarından alakayı kesmek, bir selâmet ve saadet vesilesidir.
|