KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

17-İSRA SURESI (111 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali İsra Suresi 85  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 17/85
17-İSRA SURESI - 85. AYET    Mekke
وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ ۖ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَمَا أُوتِيتُمْ مِنَ الْعِلْمِ إِلَّا قَلِيلًا -85
Ve yes´eluneke anir ruh kulir ruhu min emri rabbı ve ma utıtüm minel ılmi illa kalıla
17-İsra Suresi 85. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Sana ruhtan sual ederler. De ki: «Ruh Rabbimin emrindendir. Size ise ilimden ancak az birşey verilmiştir.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Sana ruhtan sual ederler. De ki: Ruh Rabbimin emrindendir. Size ise ilimden ancak az bir şey verilmiştir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, ruh hakkındaki soruya Resûl-i Ekrem'in ne şekilde cevap vermekle mükellef olduğunu ve Allah'ın ilmine göre insanlığa ait ilmin pek az olduğunu bildiriyor. Ve pek çok ilâhî lütfa kavuşan Yüce Peygamber'in ulaştığı vahyin Rabbanî bir rahmetten ibaret olduğunu ve böyle vahyedilen şeyleri Cenab-ı Hak giderecek olsa bunları iadeye kimsenin kadir olamayacağını ihtar buyuruyor. Şöyle ki: Ey Yüce Resul! Bir takım kimseler sırf bir imtihan, bir inatlaşma maksadiyle (sana ruhtan sual ederler) hayatın başlangıcı olan, bedenleri idare eden ruhun hakikati, hususî mahiyetinden ibarettir diye senden bilgi almak isterler. Onlara cevaben (de ki Ruh Rabbimin emrindendir) Cenab-ı Hak'kın emriyle, fiiliyle, yaratmasiyle meydana gelmiştir. Aslında o da sonradandır, yaratılmıştır, ezelî değildir. Fakat onun mahiyetini insanlar tamamen bilemezler. Ruh, bir takım gizli sırlar kabilindendir ki, onun mahiyetini tamamen bilmeği Hak Teâlâ Hazretleri mukaddes zatına tahsis buyurmuştur. Ruhun mahiyetini insan aklı tamamen bilip tayin edemez. (Size ise) ey insan nev'i, veya ey bu suali soranlar!. (İlimden ancak az bir şey verilmiştir.) Öyle her şeyin mahiyetini, geçmişini, geleceğini tamamen idrâk edemezsiniz. Evet.. Resûl-i Ekrem Hazretleri birçok İlim ve hakikati bir çok şeylerin mahiyetlerini, varlık hikmetlerini ilâhî bir lütuf olarak biliyordu. Fakat sonsuz olan ilâhî ilme göre Resûl-i Ekrem'in de diğer bütün insanların da bilgileri, pek az bir miktarda bulunmaktadır. § Bu ilâhî beyandan şunu da çıkarabiliriz ki: İnsanlar, ne kadar bilgi sahibi olsalar da yine birçok bilmedikleri şeyler de vardır. Ruhun mahiyeti de bu cümledendir. Maamafih ruhun varlığı, gösterdiği eserlerden dolayı açık bir şekilde belli demektir. Onun varlığına, faaliyetine, bir kısım özelliklere sahip olduğuna kesin şekilde hükmederiz. Çünkü onun eserleri, varlığına birer mükemmel şahittir, İşte bütün kâinatı var eden, yüce kudretine nihayet bulunmayan Allah Teâlâ'nın mahiyetini de elbette ki, biz bilip tayin edemeyiz, İlâhî varlığının nasıl olduğunu düşünmekten menedilmiş bulunmaktayız. Bununla beraber bütün kâinat, onun varlığına en açık birer delildir, bütün mahlûkat, O'nun yaratıcılığına lisanı hal ile birer şahittir. Artık o Yüce Yaratıcıyı, gözlerimizle görüp ilâhî varlığını tefekkür edemediğimizden dolayı nasıl inkâr edebiliriz. Bütün varlıklar, ve kısacası bizim ruhlarımız da 0 Yüce Mabudun varlığına, birliğine, büyüklük ve kudretine ait birer parlak, kesin delilden ibaret bulunmaktadır. § Rivayete göre Yahudi topluluğu, Kureyş kabilesine demişler ki: O'na -Hazreti Muhammed'e- ashabı kehf ile zülkarneyinden ve ruhtan sorunuz. Eğer hepsine cevap verir veya hepsine de sükût ederse artık o bir peygamber değildir. Fakat bazılarına cevap verir, bazılarından sükût ederse o peygamberdir. Gelmiş sormuşlar, Resûl-i Ekrem ise onlara ashab-ı kehf ile zülkarneyinin kıssasını bildirmiş, ruhun durumunu ise açıklamamıştır. Zaten bu ruh konusu, Tevrat'ta da izah edilmemiştir. 5 Tefsirlerde yazıldığı üzere bazı rivayetlere göre bu ruhtan maksat, Cibril Aleyhisselamdır, veya meleklerden daha büyük, ruhanî bir varlıktır veyahut Kur'an'ı Kerim'dir ki, o Cenab-ı Hak'kın emrinden, yani ezelî sözünden, vahyinden ibarettir, insan sözünden ibaret değildir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014