KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

12-YUSUF SURESI (111 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Yusuf Suresi 31  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 12/31
12-YUSUF SURESI - 31. AYET    Mekke
فَلَمَّا سَمِعَتْ بِمَكْرِهِنَّ أَرْسَلَتْ إِلَيْهِنَّ وَأَعْتَدَتْ لَهُنَّ مُتَّكَأً وَآتَتْ كُلَّ وَاحِدَةٍ مِنْهُنَّ سِكِّينًا وَقَالَتِ اخْرُجْ عَلَيْهِنَّ ۖ فَلَمَّا رَأَيْنَهُ أَكْبَرْنَهُ وَقَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ وَقُلْنَ حَاشَ لِلَّهِ مَا هَٰذَا بَشَرًا إِنْ هَٰذَا إِلَّا مَلَكٌ كَرِيمٌ -31
Felemma semiat bi mekrihinne erselet ileyhinne ve a´tedet lehünne müttekeev ve atet külla vahıdetim minhünne sikkınev ve kaletıhruc aleyhinn felemma raeynehu ekbernehu ve katta´ne eydiyehünne ve kulne haşe lillahi ma haza beşera in haza illa melekün kerım
12-Yusuf Suresi 31. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Vaktâ ki, onların gizledikleri dedikodularını işitti, onlara (bir davetci) gönderdi ve onlar için çakı ile kesilecek bir taam sofrası hazırladı. Ve onlardan her birine bir bıçak verdi. Ve (Ey Yusuf!), «Onların karşılarına çık!» dedi. Vaktâ ki O´nu gördüler, O´nu pek büyüttüler ve kendi ellerini kesiverdiler ve dediler ki: «Allah Teâlâ´yı tenzih ederiz, bu bir insan değil, bu ancak bir kerîm melektir.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ne zamanki, onların gizledikleri dedikodularını işitti, onlara -bir davetçi- gönderdi ve onlar için çakı ile kesilecek bir yemek sofrası hzırladı. Ve onlardan herbirine bir bıçak verdi. Ve -ey Yûsuf!.- Onların karsılarına çık dedi. Vaktaki onu gördüler, onu pek büyüttüler ve kendi ellerini kesiverdiler ve dediler ki: Allah Teâlâ'yı tenzîh ederiz, bu bir insan değil, bu ancak üstün bir melektir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ne zaman ki) Zelihâ kendi hakkında (onların) o kadınların hilelerini, yani (gizledikleri dedikoduları) gıybetleri, kötü lâkırdıları »işitti* kendisinin mazur bir durumda bulunduğunu kendilerine anlatmak için (onlara) o kadınlara (bir davetçi gönderdi) evini bezetti, oturulacak koltuklar vesaireyi yerleştirdi (çakı ile kesilecek bir yemek sofrası hazırladı) evini çeşitli yemekler ile, rengârenk meyveler ile süsledi (ve onlardan herbirine bir bıçak verdi) bu davet edilen kadınlar, rivayete göre Zelihâ'nıp aleyhinde söylenen bej kadın ile Mısır'ın şerefli ailelerinden otuz beş kadından ibaret imiş. (ve) Bu misafir kadınlar gelip yemek yemeğe, meyvelerini bıçaklariyle doğramaya başladıkları bir sırada Zelihâ Hz. Yûsuf'e hitaben (onların) o misafir kadınların (karşılarına çık dedi) onun emrine karşı gelmekten korkan Hz. Yûsuf da mecburen yanlarına çıkıverdi. (Vaktaki) O misafir kadınlar (onu) o güzellik ve letafetin ta kendisi olan Hz. Yûsuf'u (gördüler, onu pek büyüttüler) onun büyüklüğünü, yüceliğini itiraf ettiler, onun güzelliğine karşı hayretler içinde kaldılar. Çünki Hz. Yûsuf pek güzel idi. Onun güzelliği diğer insanlara göre Bedir gecesindeki ayın diğer yıldızlara karşı olan üstün güzelliği durumunda bulunmakta idi. (Ve) o kadınlar (kendi ellerini kesiverdiler) onun çok fevkalâde olan güzelliğine karşı hissettikleri hayretlerden ve dehşetlerden dolayı ellerindeki meyveler zanniyle parmaklarını o bıçaklar ile yaraladılar. Bununla beraber bu arızaya ehemmiyet vermeyerek (dediler ki. Allah Teâlâ'yı tenzih ederiz) yani: O Yüce Yaratıcının bütün noksanlardan, âcizlerden uzak olduğunu itiraf ederiz. O ne kudret ve hikmet sahibidir ki, böyle seçkin bir mahlûk meydana getirmiştir. (Bu bir insan değil, bu ancak bir üstün melektir.) yani: Bu pek fazla güzelliğe sahip, iffetli ve masum, melek özelliğinde şerefli bir zât dır. İşte Hz. Yûsuf onların üzerinde de böyle bir tesir yapmıştı. § Müttekâ; dyanılacak, itimat edilecek yer, üzerinde istirahat edilerek oturulacak herhangi bir mevki. Sandalye ve benzeri gibi herhangi bir şey.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014