KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

66-TAHRIM SURESI (12 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Tahrim Suresi 3  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 66/3
66-TAHRIM SURESI - 3. AYET    Medine
وَإِذْ أَسَرَّ النَّبِيُّ إِلَىٰ بَعْضِ أَزْوَاجِهِ حَدِيثًا فَلَمَّا نَبَّأَتْ بِهِ وَأَظْهَرَهُ اللَّهُ عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَأَعْرَضَ عَنْ بَعْضٍ ۖ فَلَمَّا نَبَّأَهَا بِهِ قَالَتْ مَنْ أَنْبَأَكَ هَٰذَا ۖ قَالَ نَبَّأَنِيَ الْعَلِيمُ الْخَبِيرُ -3
Ve iz eserrennebiyyu ila ba´dı ezvacihi hadiysen felemma nebbeet bihi ve ezharehullahu ´aleyhi ´arrefe ba´dahu ve a´reda ´anba´dın felemma nebbeeha bihi kalet men enbeeke haza kale nebbeeniyel´aliymulhabiyru.
66-Tahrim Suresi 3. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve yâd et o vakti ki, peygamber, zevcelerinin bazısına bir sözü gizlice söylemişti. Vaktâ ki, (o zevce) o sözü başka (zevceye) haber verdi. Allah da o haber verişi, Peygamberine izhar buyurdu. Peygamber (de o zevcesine) haber verdiği şeyin bazısını bildirdi, bazısından vazgeçti. Vaktâ ki zevcesine onu anlattı. (Zevcesi) Dedi ki: «Bunu sana kim haber verdi?» (Hazret-i Peygamber de) Dedi ki: «Bana o alîm, habîr olan Allah Teâlâ haber verdi.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve hatırla o vakti ki: Peygamber, eşlerinin bâzısına bir sözü gizlice söylemişti, vakta ki: - o eş- o sözü -başka eşe- haber verdi. Allah da o haber verişi Peygamberine açıkladı. Peygamber -de o eşine- haber verdiği şeyin bâzısını bildirdi, bâzısından vazgeçti. Vakta ki: Eşine onu anlattı, -eşi- dedi ki: Bunu sana kim haber verdi? -Haz ret-i Peygamber de- dedi ki: Bana o bilen, haberdar olan AlIah-ü Teâlâ haber verdi.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve hatırla o vakti ki: Peygamber, eşlerinin bâzısına) Yâni: Muhterem eşi Hafsa'ya (bir sözü gizlice söylemişti.) Zeynep'in yanında bir daha bal şerbeti içmeyeceğini, buna dair yemîn ettiğini ve kendisinden sonra kimlerin hâlife olacaklarını başkalarına söylememek üzere Cenab-ı Hafsa'ya bildirmişi (Vakta ki,) Hz. Hafsa, (O sözü) başka bir eşe yâni, Cenab-ı Aişe'ye (haber verdi) bu hususta ki Peygamber uyarısına riâyette bulunmamış oldu. (Allah da o haber verişi) Hz. Hafsa ile Hz. Aişe arasındaki o konulmayı (Peygamberine açıkladı* vahiy ile bildirdi. Yüce Resulünü o hâdiseden haberdar kıldı, (Peygamber) de, o eşine, yâni: Cenab-ı Hafsa'nın Cenab-ı Aişe'ye haber verdiği şeyin tamamım Hz. Hafsa'ya söyleyerek onu daha ziyade mahcup etmek istemişti, (vakta kî,) Resül-i Ekrem (eşine) Hz. Hafsa'ya (onu aldattı) Hz. Aişe'ye haber verdiği şeyin bâzısını söyledi, ne için bunu ona haber verdin diye buyurdu. (Dedi ki:) Hz. Hafsa da sordu ki: Ya Resülallâh!. (Bunu sana kim haber verdi) benim Hz. Aişe'ye mahremce haber verdiğini bu bal şerbeti içmeyeceğine dair hususu, Hz. Aişe mi sana haber vererek aramızdaki mahremce bir sözü ifşa etti. Hz. Peygamber de (dedi ki:) bunu bana başkası haber vermedi (bunu bana) ancak (o bilen, haberdar olan Allah, haber verdi) bütün Kâinatın sırlarını, bütün kevnî olayları hakkiyle bilen Hikmet Sahibi Yaratıcı Hazretleri beni sizin o mahremce konuşmanızdan haberdar buyurdu.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014