KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

110-NASR SURESI (3 Ayet)
1 2 3
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Nasr Suresi 3  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 110/3
110-NASR SURESI - 3. AYET    Medine
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ ۚ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا -3
Fesebbıh bihamdi rabbike vestağfirh* innehu kane tevvaba
110-Nasr Suresi 3. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Artık Rabbine hamdederek tesbihte bulun ve O´ndan mağfiret dile. Şüphe yok ki O, tevbeleri çok kabul edici olmuştur.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Artık Rabbine hamdederek tesbihte bulun ve O´ndan mağfiret dile. Şüphe yok ki O, tevbeleri çok kabul edici olmuştur.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Artık) Ey Resûl-i Zîşan!. Sen böyle bir yardıma ve feth ve zafere muvaffak olduğun zaman ve insaniyet vasfına özellikle sahip bulunan akıllı, tevekkül eden zümrelerin İslâmiyet'i kabul eyledikleri vakit sana bu muvaffakiyeti ihsan buyuran (Rab'bine) o kerîm Mabuduna (hamdederek teşbihte bulun,) ilâhlık şanı her türlü noksandan uzak olan Kerîm Yaratıcına şükür ederek onu kutsamaya ve yüceltmeye devam et (ve ondan mağfiret dile.) o rahim, gafur Mabudunun afv ve keremine dâima sığın, ümmetinden sudur edecek bir kısım kusurların bağışlanmasını o kerîm Rab'binden niyaza devam et. (Şüphe yok ki: O) Yüce Mâbud (tevbeleri çok kabul edici olmuştur.) mükellef kullarını yarattığı günden beri onların tevbelerini fazlasıyla kabul etmek lütfunda bulunmuştur. Artık her tevbe ve istiğfar eden kimse, tevbesinin Allah tarafından kabul olmasına, ümitli olmalıdır. "Bu Kur'anî beyanlarda şuna da işaret vardır ki: Bir kul, ne kadar sabit, itaatkâr bulunmuş olsa da yine kendi amelini, yaptığı kulluk vazifesini noksan görmelidir. Nefsini yenmelidir. Allah'ın haklarını istizam büyük görerek geldiği kadar hamd ve senadan, tesbîh ve takdisten geri durmamalıdır, Allah'ın mağfiretine olan ihtiyacını bilmelidir. İşte Resûl-i Ekrem, Sallal'lah-ü Aleyhi Vesellem Efendimiz de masum olduğu hâlde yine gece ve gündüz yüz kere istiğfarda bulunurdu ve âhirete göç etmesinden önce: (Sübhanekel'lâhüme ve Bihamdik, âstağfirüke ve etübü Ileyke.) cümlesini çokça okumakta bulunmuştu. Kısacası: Bu süre-i celîle'nin Resûl-i Ekrem'e müjdelediği yardım ve fetihler, az sonra gerçekleşmiş, bu vesîle ile de Kur'an-ı Kerim'in ebedî bir mucize olduğu ortaya çıkmıştır. Çünkü: Bu mübarek sürenin inişi zamanında henüz İslâmiyet büyük bir gelişmeye m az har bulunmuyordu, her taraf düşmanlar ile çevrilmişti, fakat az sonra nispeten pek az olan bir müslümanlar topluluğu, Cenab-ı Hak'kın yardımıyla büyük muvaffakiyyata nail oldu, Mekke-i Mükerreme'yi fethetti. Her taraftan insanlar, takım takım gelip İslâm dinini kabul ettiler, hattâ Veda Haccı'nda yüz binden ziyade müslüman, Arafatta toplanmış oldu. İslâm hâkimiyeti her tarafa yayılmaya başlamış bulundu, artık bu kadar Harikul'âde muvaffakiyetleri ihsan buyuran Kerem Sahibi bir Yaratıcı'ya devamlı hamd ve senada, tesbîh ve takdîsde bulunarak onun afv ve lütfuna sığınmak, müslüman için şüphe yok ki, en mühim bir kulluk vazifesidir. Cenab-ı Hak, cümlemizi bu gibi kulluk vazifelerini gerektiği şekilde yapmaya muvaffak buyursun, Hz. Peygamber hürmetine âmin.. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a aittir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014