|
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِنَ الظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ إِثْمٌ ۖ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا ۚ أَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ ۚ إِنَّ اللَّهَ تَوَّابٌ رَحِيمٌ
-12 |
Ya eyyühellezıne amenütenibu kesıram minez zanni inne ba´daz zanni ismüv ve la tecessesu ve la yağteb ba´duküm ba´da e yühıbbü ehadüküm ey ye´küle lahme ehıyhi meyten fe kerihtümuh vettekullah innellahe tevvabür rahıym |
|
49-Hucurat Suresi 12. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ey imân edenler! Çokça zannetmekten kaçınınız. Şüphe yok ki, zannın bâzısı günahtır ve araştırmakta bulunmayınız ve bazınız bazınızı gıybet etmeyiniz. Sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? (Bilakis) Onu kerih görmüş olursunuz. Artık Allah´tan korkunuz, şüphe yok ki, Allah Teâlâ tevbeleri kabul edicidir, çok esirgeyicidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ey imân edenler!. Çokça zan etmekten kaçınınız, şüphe yok ki, zannın bâzısı günâhtır ve birbirinizin kusurunu arattırmayınız ve bâzınız, bâzınızı gıybet etmeyiniz. Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeği sever mi?. -Bilâkis- onu çirkin görmüş olursunuz. Artık Allah'tan korkunuz, şüphe yok ki, Allah -Teâlâ-tevbeleri kabul edicidir, çok esirgeyicidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler de insanları büyük bir sosyal terbiyeye davet ediyor, onları kötü zanlardan, birbirlerinin kusurlarını teşhir etmekten men eyliyor, ve hepsinin de bir asla mensub olduklarını bildirerek öyle birbirinin aleyhinde bulunmanın uygun olmayacağına işaret buyuruyor, bir takım Bedevi'lerin de hakkıyla mümin olmadıklarını, fakat mümin görünerek kendilerini kurtuluş sahasına atmış bulunduklarını ve hakikî müminlerin de gafur ve rahîm olan Allah Teâlâ tarafından tam bir mükâfata nail olacaklarını beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: (Ey imân edenler!, çokça zân etmekten kaçınınız) Müminler hakkında birer açık delile dayanmaksızın kötü zânlarda bulunmak, haramdır, caiz değildir, ahlâka, takvaya, ihtiyata aykırıdır. Zira (şüphe yok ki, zânnın bâzısı günâhtır) bir din kardeşi hakkında gerçek dışı bir zânda, bir fenalık isnadında bulunmak büyük bir günâhtır, din kardeşliği esasına aykırıdır, fakat bâzı zânlar da caizdir, onlar günâh değildir. Kendisinde iyi hâl, emanete riâyet, şeriat ahlâkı ile vasıflanma durumu görülmeyip gayr-ı meşru şeyleri açıkça yaptığı görülen bir şahıs hakkındaki sü-i zân gibi (ve) ey müslümanlar!. Birbirinizin kusurlarını (araştırmakta bulunmayınız) yekdiğerinizin gizlice olan hâllerini araştırmaya kalkışmayınız, onlar hakkında mevzu açmayınız, onun bunun kusurlarını teşhir etmek arzusunda bulunmayınız, bu yüzden büyük hatalara düşülmüş olabilir (ve bâzınız, bâzınızı gıybet etmeyiniz) birbirinizin çirkin görülecek hâllerini onun gıyabında açık veya işaret suretiyle söylemeyiniz, bu suretle onların hukukuna tecâvüz etmiş, onu duyunca üzülecekleri bir hâlde bulundurmuş olursunuz ve isnad edilen şey, vuku bulmamış ise bir yakıştırmada, iftirada bulunmuş olursunuz. Böyle bir muamele ise pek çirkindir, temiz yaratılış sahihleri bundan nefret duyar (sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeği sever mi?.) elbette ki, sevmez, bilâkis (Onu çirkin görmüş olursunuz) işte bir kimseyi gıyabında kötülemek ve kınamak, öyle kendisine isnad edilen şeyden haberdar olmayıp da kendisini müdafaadan âciz bulunan bir kimsenin etini koparıp yemek gibi bir muameledir, temiz bir yaratılışa sahip olanlar ise elbette ki, bundan tiksinirler, böyle bir muamele, büyük bir azabı gerektirmektedir, (artık) Ey insanlar!. (Allah'tan korkunuz) Gıybete cür'et etmeyiniz, onu çirkin görünüz, o husustaki ilâhî yasağa riayetkar bulunun, (şüphe yok ki, Allah) Teâlâ (tevbeleri kabul edicidir, çok esirgeyicidir) binaenaleyh olabilir ki, gıybet edilen şahıs, yapmış olduğu bir kusurdan dolayı tevbe etmiş, Allah'ın affına kavuşmuştur. Artık onun kusurunu teşhire devam etmek nasıl uygun olabilir?. Ve maamafih bir insan da onu bunu gıybet etmiş olunca bu hâlinden bir pişmanlık duymalıdır, tevbe ederek Allah'ın affına sığınmalıdır. Böyle tevbe eden bir şahıs hakkında da Kerem Sahibi Yaratıcının afv ve keremi tecellî eder.
§ Gıybet; Çekiştirmek, bir kimseyi arkasından hoşuna gitmeyecek bir şey ile gereksiz yere anmaktır. Gıybet kişiliğe aykırıdır, insanlar arasındaki dostluğu keser, düşmanlığı arttırır. Gıybet büyük günâhlardan sayılmaktadır. Bundan dolayı yâ tevbe etmelidir veya gıybet edilen kimse hakkında Cenab-ı Hak'kın mağfiretini dilemelidir veyahut o kimseden helâllik ricasında bulunmalıdır.
"Gayret komuyor dirde eder gıybete ağaz"
"İfşayı uyub etme midir gayret-i ahbab?."
|
|
|