KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

49-HUCURAT SURESI (18 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Hucurat Suresi 13  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 49/13
49-HUCURAT SURESI - 13. AYET    Medine
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَأُنْثَىٰ وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا ۚ إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ -13
Ya eyyühen nasü inna halaknaküm min zekeriv ve ünsa ve cealnaküm şüubev ve kabaile li tearafu inne ekrameküm ındellahi etkaküm innellahe alımün habır
49-Hucurat Suresi 13. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ey insanlar! Muhakkak ki, Biz sizi bir erkek ile dişiden yarattık ve sizleri şubelere ve kabilelere ayırdık ki birbirinizi tanıyasınız. Şüphe yok ki, sizin ind-i ilâhide en mükerrem olanınız en ziyâde müttakî olanınızdır. Muhakkak ki Allah Teâlâ alîmdir, habîrdir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ey insanlar!. Muhakkak ki, biz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve sizleri kavimlere ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız. Şüphe yok ki, sizin Allah katında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Muhakkak ki, Allah -Teâlâ- herseyi bilendir, her şeyden haberdardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ey insanlar!.) Ey bütün insanlık topluluğu!. (Biz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık.) Yâni: İlâhî kudretimle sizi Hz. Adem ile Hz. Havva'nın evlâd ve torunları olmak üzere meydana getirdim. (Ve sizleri şubelere ve kabilelere ayırdık) yâni: Bir asla mensub büyük tabakalara ve onun altında bulunan guruplara ayrılmış bir hâlde teşkilâta ulaştırdım (ki, birbirinizi tanıyasınız) aranızdaki üremeyi, bir asla mensubiyeti anlamış olasınız, yoksa birbirinize karşı inkarcı ve alaycı bir vaziyet almak, kendi cemiyetlerinizle iftihar etmek için meydana getirmiş olmadık. Artık öyle ahlâksız sözlerde, hareketlerde bulunmak, sizin için nasıl lâyık olabilir?, (şüphe yok ki, sizin Allah katında en değerli olanınız, en fazla takva sahibi olanınızdır) Evet.. Allah katında yüksek mertebe sahibi olan kullar, takva ile vasıflanmış bulunan zâtlardır. Günâhlardan sakınan, Cenab-ı Hak'kın emirlerine, yasaklarına riâyet eden, dinî ahlâkı korumaya çalışan, Allah'ın azabını gerektirecek şeylerden kaçınan zâtlar, takva sahipleridir. İşte insan için şeref sebebi, kurtuluş vesilesi olan, böyle takva ile vasıflanmaktır. Yoksa babalarla dedelerle, servet ve mevki ile iftihar etmek, asla doğru değildir. (Şüphe yok ki, Allah) Teâlâ (alîmdir) bütün kullarının amellerini bilir ve o hikmet sahibi Yaratıcı (habîrdir) bütün kullarının düşüncelerinden, kalblerinde olanlardan haberdardır. Artık kullar için lâzımdır ki, uyanık bulunsunlar, takva ile vasıflanmaya çalışsınlar, öyle fâni varlıklarına güvenerek boş yere iftihar etmesinler ve birbiri aleyhinde dedikoduda bulunmasınlar.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014