KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

36-YASIN SURESI (83 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Yasin Suresi 7  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 36/7
36-YASIN SURESI - 7. AYET    Mekke
لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلَىٰ أَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ -7
Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü´minun
36-Yasin Suresi 7. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Andolsun ki, onların birçokları üzerine o söz (o azap emri) hak olmuştur. Artık onlar imân etmezler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Andolsun ki, onların birçokları üzerine o söz -o azap emri- hak olmuştur. Artık onlar imân etmezler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Andolsun ki,) Muhakkaktır ki, (onların birçokları üzerine o söz) o azab emri, onların cehenneme atılacaklarına dair olan ilâhi hüküm, Allah'ın takdiri (hak olmuştur.) vacip ve sabit bulunmuştur. (Artık onlar imân etmezler) Güzelce tefekkür ederek imân nimetine kavuşmazlar. Çünki onlar, temiz yaratılışlarını zayi etmiş, Allah'ın birliğine aykırı inançlarda bulunmuş, akıllıca düşünmeyip kendi iradelerini kötüye kullanmış kimselerdir. Genab-ı Hak da onların böyle istikbâldeki hallerini kendi ezeli ilmiyle bildiği için haklarındaki ilâhi takdiri ona göre tecelli buyurmuştur. Artık onları Yüce Peygamber Allah'ın azabı ile korkutsa da, korkutmasa da onlar uyanıp imân nimetine kavuşmazlar. "Allah Teâlâ, beyan buyurduğu bir kısım hakikatları kuvvetlendirmek için yemin buyurmaktadır. Bu yemin, bir kısım hikmetlere ve menfaatlara dayanmaktadır ve konuşmanın gereğidir. Kısacası beyân buyurulan hakikatları gösteren, isbat eden deliller zikrediliyor. Buna karşı inkarcılar ise yine inkârlarında devam ediyorlar. Artık kendilerine kanaat vermek için "yemin" tarafı da tercih edilmiş oluyor. Çünki o inkarcılar, o bildirilen delillere karşı "bunlar haddizatında doğru değilse de biz bunlar redde, müdafaaya kadir bulunmuyoruz." diyebilirlerdi. Artık o deliller yemin ile de kuvvetlendirilmiş oluyor. Zira o inkarcılar da yalan yere yemin edilmesinin pek fena neticeler vereceğine kani idiler. Yalan yere yemin edenler, elbette bir felâkete tutulurlar demekte idiler. Nitekim bir hadisi şerifte de buyurulmuştur. Evet.. "Yalan yere yapılan çirkin yemin âlemin harap olmasını icâbeder". Halbuki, Resûl-i Ekrem onların putları, kanaatleri aleyhinde beyanatta bulunuyor, bu beyanatını yeminler ile kuvvetlendirmeye çalışıyordu, bundan dolayı bir zarara uğramıyordu, bilâkis şeref ve sânı günden güne yükselip duruyordu. Binaenaleyh Resûl-i Ekrem'in Kur'an lisanıyla yeminlerde bulunduğu hâlde bundan asla bir zarar görmemesi de onun pek doğru sözlü bir zât olduğuna ayrıca kuvvetli bir delil teşkil etmektedir. İşte bu gibi hikmetlerden dolayıdır ki, Kur'an-ı Kerim'de böyle yeminler tercih edilmiştir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014