KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

36-YASIN SURESI (83 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Yasin Suresi 47  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 36/47
36-YASIN SURESI - 47. AYET    Mekke
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ أَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنُطْعِمُ مَنْ لَوْ يَشَاءُ اللَّهُ أَطْعَمَهُ إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ -47
Ve iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nut´ımü mel lev yeşaüllahü at´amehu in entüm illa fı dalalim mübın
36-Yasin Suresi 47. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve onlara «Allah´ın sizi merzûk ettiği şeylerden infak ediniz» denildiği vakit kâfir olanlar, imân edenlere dediler ki: «Biz mi taam vereceğiz o kimseye ki, eğer Allah dilese idi ona taam verirdi. Siz başka değil, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz?»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve onlara "Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz" denildiği vakit kâfir olanlar, imân edenlere dediler ki: Biz mi doyuracağız, o kimseyi ki, eğer Allah dilese idi onu doyururdu. Siz başka değil, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de o inkarcıların fakirlere şefkat göstermekten, insaniyete hizmetten mahrum olduklarını bildiriyor, onların ne kadar cahilce, cimrice iddialarına ve bir alay yoluyla kıyametin kopma vaktini sual eder olduklarını hikaye buyuruyor. Ve onların nihayet nasıl korkunç bir ses ile Allah'ın kahrına uğrayarak her türlü muameleden mahrum kalacaklarını ihtar buyurmaktadır. Şöyle ki: (Ve onlara) 0 Cenab-ı Hak'kın ayetlerini inkâr eden müşriklere (Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden infak ediniz) Allah'ın bir lütfü olarak nail olduğunuz mallarınızdan bir şükür vazifesi olarak fakirlere, zayıflara yardımda bulununuz (denildiği vakit) o (kâfir olanlar) Mekke-i Mükerreme'de bulunup âlemlerin Yaratıcısını inkâr eden zındıklar (imân edenlere) alay etme maksadiyle (dediler ki: Biz mi doyuracağız) tavsiyeniz doğrultusunda yedirip içireceğiz (o kimseye ki,) sizin iddianıza göre (eğer Allah dilese idi onu doyururdu.) onu yiyeceğe, nimete kavuştururdu, bize muhtaç kılmazdı. (Siz başka değil, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz) Ey bize infak ile emr edenleri. Bu emriniz doğru değildir. Siz bir lüzumsuz teklifte bulunuyorsunuz, Allah'ın rızık vermediğine biz nasıl verebiliriz?. Bu inkarcılar, kendi cimriliklerini göstermemek için böyle bir ifadede bulunmuş oluyorlardı. Nitekim her asırdaki cimriler, böyle söylemektedirler. Bunların maksatları pek yanlıştır. Evet.. Kerem Sahibi Yaratıcı bazı kullarını fakirlik ve ihtiyaç içinde bırakır. Bu bir ilâhi imtihandır, bilmediğimiz bir hikmet ve faydaya dayanmaktadır. Bu ilâhi takdire kimse itiraz edemez. Fakat o gibi muhtaç kimselere hali, vakti yerinde olanların yardım etmelerini de emr etmiştir. Bu da bir hikmet gereğidir. Bu emre uyanlar, Cenab-ı Hak'ka olan itaatlerini göstermiş, sevaba, mükâfata aday olmuş olurlar. Bu vesile ile de insanlar arasında dayanışma, şefkat ve merhamet duyguları meydana gelmiş ve sosyal bir fazilet tecelli etmiş bulunur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014