30-Rum Suresi 58. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Andolsun ki, bu Kur´an´da insanlar için herbir meselden irâd ettik. Ve muhakkak ki, onlara herhangi bir âyet getirecek olsan elbette kâfir olanlar diyeceklerdir ki, siz mubtil kimselerden başka değilsiniz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Andolsun ki, bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali getirdik. Ve muhakkak ki, onlara herhangi bir âyet getirecek olsan elbette kâfir olanlar diyeceklerdir ki, siz bozguncu kimselerden başka değilsiniz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetlerde kâfirlerin ahirette bir mazeret beyan etmelerine yetkileri kalmamış olduğunu bildiriyor. Onlara dünyadalarken Kur'an-ı Kerim vasıtasiyle yeterinden fazla ikâzlarda bulunulmuş olduğunu haber veriyor. Onların ise küfrleri yüzünden kalpleri mühürlenmiş olduğu için o ikâzları değerlerdiremeyip Hz. Peygamber'e karşı lâyık olmayan iftiralarda bulunmuş olduklarını gösteriyor. Artık Resûl-i Ekrem'i sabr ve sebata davet ederek kendisine teselli vermiş olmaktadır. Ve o muhterem Peygamberin peygamberlik vazifesini yerine getirmeye devam etmesine işaret buyurmaktadır. Şöyle ki: Ey Resullerin sonul. (Andolsun ki,) Allah hakkı için biz (bu Kur'an'da insanlar için her türlü misâli getirdik) her mühim hâdiseyi, hayret uyandıran kıssayı zihinlere yaklaştırmak için güzelce tasvir ve birer misâl ile açıklamış olduk, (ve muhakkak ki, onlara herhangi bir âyet getirecek olsan) öyle fâideli misalleri içinde bulunduran birer âyeti kerime tebliğ eylesen veya Hz. Musa'nın bastonu, beyaz el gibi birer mucize göstersen (elbette kâfir olanlar) yine ona kıymet vermeyecekler, onlara bakıp uyanmayacaklardır. Bilâkis onlar, Resûl-i Ekrem'e ve müminlere hitaben (diyeceklerdir ki, siz bozguncu kimselerden başka değilsiniz) siz hilede bulunuyorsunuz, bir takım gerçeğe ters düşen şeyler söylüyorsunuz!. Hâşâ.. İşte dinsizler, müminlere karşı böyle iftirada bulunurlar, böyle eksiklikler isnada cür'et eder dururlar.
|