KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

42-ŞURA SURESI (53 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Şura Suresi 27  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 42/27
42-ŞURA SURESI - 27. AYET    Mekke
وَلَوْ بَسَطَ اللَّهُ الرِّزْقَ لِعِبَادِهِ لَبَغَوْا فِي الْأَرْضِ وَلَٰكِنْ يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَا يَشَاءُ ۚ إِنَّهُ بِعِبَادِهِ خَبِيرٌ بَصِيرٌ -27
Ve lev besetallahür rizka li ıbadihı le beğav fil erdı ve lakiy yünezzilü bi kaderim ma yeşa´ innehu bi ıbadihı habırum besıyr
42-Şura Suresi 27. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve eğer Allah, rızkı kulları için yayacak olsa elbette yerde haddi tecavüz ederlerdi. Velâkin dilediğini bir miktar ile indiriyor. Şüphe yok ki O, kullarından haberdardır. Ve (hepsini) görücüdür.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve eğer Allah, rızkı kulları için yayacak olsa elbette yerde haddi aşarlardı. Velâkin dilediğini bir miktar ile indiriyor. Şüphe yok ki. O, kullarından haberdardır, -ve hepsini- görücüdür.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, kullarının bütün hâllerini görüp bilen Cenab-ı Hak'kın o kullarını hikmetinin gereğine göre rızıklandırdığı ve eğer onlara rızıklarını pek bol kılmış olsa idi gurura, isyana müptelâ olacaklarını bildiriyor. Ve hamd ve övgüye lâyık olan Kerem Sahibi Yaratıcının ümitler kesilmiş olduğu bir zamanda yağmurları yağdırıp rahmetini yaymak olduğuna dikkatleri çekiyor. Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan hayat sahiplerinin ilâhî deliller zümresinden olduklarını ve Kudret Sahibi Yaratıcının bu yaratıkları kıyamet gününde toplamaya kaadir bulunduğunu ihtar buyuruyor. İnsanlara isabet eden musibetlere kendilerinin sebebiyet vermiş olduklarını ve birçok kusurların da Allah'ın affına mazhar bulunduğunu haber veriyor. İnsanların hiçbir ilâhî takdire muhalefet edemeyeceklerini ve onlar için Allah Teâlâ'dan başka bir dost bir yardımcı bulunmadığını beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: (Ve eğer Allah, rızkı kulları için yayacak olsa idi) Onları ihtiyaçlarının üstünde servete, nimete nail buyursa idi (elbette yerde haddi aşarlardı) o varlıklara güvenerek kibirli bir vaziyet alırlardı, birbirlerine karşı düşmanlıkta bulunuyorlardı, aralarında bir nice facialar meydana gelirdi, bir takım hizmetleri yapacak kimseler bulunamaz, sosyal faaliyetler sekteye uğrardı, (velâkin) O Hikmet Sahibi Yaratıcı (dilediğini) ilâhî irâdesinin gerektirdiğini, o kulları için muayyen (bir miktar ile indiriyor) haklarında Allah'ın takdiri ne ise ona göre rızıklanıyorlar, zenginliğe lâyık olanları zengin kılıyor, fakirliğe lâyık olanları da fakir düşürüyor, hepsi de bir fayda ve hikmete dayanmaktadır, (şüphe yok ki. O) Yüce Yaratıcı, (kullarından haberdardır) nelere selâhiyetleri olduğunu bilirve hepsini (görücüdür) hepsinin de açıkve gizli hâllerini görür, herkesi kendi kabiliyetine göre rızıklandırır. İmamı Süyutİ'nin sağlam bir sened ile rivayet ettiğine göre bu âyet-i kerîme, zenginlik ve rahat yaşamayı rızk temennisinde bulunmuş oldukları için suffa ehli hakkında nazil olmuştur. Tefsir-i Kebîrde zikredildiğine göre de: Habbâb Ibn-ül Erret demiştir ki: Biz Beni Kurayza'nın, Nâdirin ve Beni Kaynuka'nın mallarına baktık, o malları temenni ettik, bunun üzerine bu âyet-i kerîme bizim hakkımızda nazil oldu.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014