KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

42-ŞURA SURESI (53 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Şura Suresi 16  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 42/16
42-ŞURA SURESI - 16. AYET    Mekke
وَالَّذِينَ يُحَاجُّونَ فِي اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مَا اسْتُجِيبَ لَهُ حُجَّتُهُمْ دَاحِضَةٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ -16
Vellezıne yühaccune fillahi mim ba´di mestücıbe lehu huccetühüm dahıdatün ınde rabbihim ve aleyhim ğadabüv ve lehüm azabün şedıd
42-Şura Suresi 16. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve o kimseler ki, Allah hakkında muhâsemede bulunurlar, Allah için icabette bulunulduktan sonra. Onların hüccetleri Rablerinin indinde sâkıttır ve onların üzerine bir gazap vardır ve onlar için şiddetli bir azap vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve O kimseler ki, Allah hakkında tartışmada bulunurlar, Allah için daveti kabul edildikten sonra. Onların delilleri Rab'lerinin katında boştur ve onların üzerine bir gazap vardır ve onlar için şiddetli bir azap vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler; İlâhî dinin ortaya çıkmasını ve nice kimseler tarafından kabulünü müteakip inkarcıları ile tartışmaya mahal kalmadığından ve inkâra âid delillerin boş bulunduğunu bildiriyor. Kitabı hakkıyla indiren ve adaleti ortaya çıkaran Allah Teâlâ olduğunu ve kıyametin belki de pek yakın bulunduğunu haber veriyor, inkarcıların bir alay maksadiyle kıyametin kopmasını acele ettiklerini, müminlerin ise o günün herhalde meydana geleceğini bilip ondan korkar olduklarını ve o günün vuku bulacağında şek ve şüphe içinde bulunanların büyük bir sapıklık içinde yaşadıklarını beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: (ve o) Müşrik, hakkı kabulden kaçınan (kimseler ki, Allah hakkında mücadelede bulunurlar) İslâm dini aleyhine bir takım bâtıl deliller ileri sürmek isterler (Allah için daveti kabul edildikten sonra) birçok zâtlar İslâm dini hakkındaki daveti kabul ettikten, o hakiki dine ilâhî tecellilere kavuştuktan sonra yine o kâfirce, câhilce bir şekilde tartışmaya devam etmekten geri durmazlar. Halbuki: (onların) O inkarcıların, müşriklerin kendi zanlarınca zikr ettikleri (delilleri Rab'lerinin katında boştur) bâtıldır, manasızdır, bir kıymete sahip değildir. Meselâ: Yahudiler demişler ki: Üzerinde ittifak edilen bir şeyi kabul etmek ihtilâf edilen şeyi kabul etmekten daha iyidir. Binaenaleyh Musa Aleyhisselâm'ın Peygamberliği, Tevrat'ın gerçekliği ittifakla bilmektedir, Muhammed Aleyhisselâm'ın peygamberliği, ittifak konusu değildir. Öyle ise Yahudiliği tercih etmek vaciptir. Cenab-ı Hak ise onların bu delille rinde ki bozukluğu beyân buyuruyor. Şöyle ki: Musa Aleyhisselâm'ın peygamberliği hakkındaki ittifak, onun gösterdiği mucizelerden dolayıdır. Hz. Muhammed'in gösterdiği mucizeler ise, daha çoktur, bu mucizeleri Yahudi'ler de müşahede etmişlerdir. Madem ki, mucizeler, peygamberlik iddia eden zâtın doğruluğuna işaret ediyor, o hâlde Son Peygamberi de tasdik etmek lâzımdır. Ve eğer işaret etmiyorsa Musa Aleyhisselâm'ın peygamberliğini de tasdik etmemek gerekir, bu ise bir tenakuzdur. Maamafih Musa Aleyhisselâm'ın peygamberliğini de birçok kimseler inkâr etmiş, onların bir çoğu Fir'avun ile beraber boğulup ilâhî azaba uğramıştır. Daha sonra Yahudiler de, Musa Aleyhisselâm'ın peygamberliğini de birçok kimseler inkâr etmiş, onların birçoğu Fir'avun ile beraber boğulup ilâhi azaba uğramıştır. Daha sonra Yahudiler de, Musa'nın şeriatına muhalefet etmekte, birçok yanlış itikatlarda bulunmakta ve Tevrat-ı bozmaya uğratmakta bulunmuşlardır. Artık öyle ittifak iddiaları nasıl doğru olabilir?. Velhâsıl?. Onların bu gibi iddiaları haddizatında bir delil mahiyetinde değildir. (Ve onların) Öyle inkarcı kimselerin (üzerine bir gazap vardır.) Bir ceza yöneliktir, onlar, açık olan bir hakikati inkâr etmelerinin cezasına kavuşacaklardır, (ve onlar için) Ahirette de (bir azap vardır) ki, onun miktarını dehşetini insanlar takdirden âcizdir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014