KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

40-MÜMIN SURESI (85 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Mümin Suresi 18  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 40/18
40-MÜMIN SURESI - 18. AYET    Mekke
وَأَنْذِرْهُمْ يَوْمَ الْآزِفَةِ إِذِ الْقُلُوبُ لَدَى الْحَنَاجِرِ كَاظِمِينَ ۚ مَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ حَمِيمٍ وَلَا شَفِيعٍ يُطَاعُ -18
Ve enzihüm yevmel azifeti izil kulubü ledel hanaciri kazımın ma liz zalimıne min hamımiv ve la şefııy yüta´
40-Mümin Suresi 18. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve onları o yakın gün ile korkut. O vakit ki, yürekler gırtlağa dayanmış olarak korku ile dolmuş bulunur. Zalimler için ne bir yakın dost vardır, ne de itaat olunacak bir şefaatçi vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve onları o yakın gün ile korkut. 0 vakit ki, yürekler gırtlağa dayanmış olarak korku ile dolmuş bulunur. Zâlimler için ne bir yakın dost vardır, ne de itaat olunacak bir şefaatçi vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Cenab-ı Hak, Yüce Peygamberine emr ediyor ki: (Ve) Ey Resulüm!. Sen (onları) o kavmini (o yakın gün ile korkut) o vukuu yakın olan kıyamet gününü onlara ihtar et, bir mazeret ileri sürmelerine mahal kalmasın, ve haklarında ne kadar iyilik sever olduğun tecellî etmiş bulunsun (o vakit ki,) o pek müthiş bir günde ki, (yürekler gırtlağa dayanmış olarak korku ile dolmuş bulunur) herkes o günün dehşetli tesiriyle öyle pek heyecanlı, muztarib bir hâlde bulunmuş olur. Artık o günde (zâlimler için) kendi nefslerine küfr ve şirk ile zulm etmiş kimseler hakkında (ne bir yakın dost vardır) ki, kendisine bir fâidesi dokunsun (ne de itaat olunacak) yâni ne de şefaati kabul edilecek (bir şefaatçi vardır.) ki, o sayede azaptan kurtulabilsin. Artık o gibi dinsizler, her yardımdan mahrum kalarak cehenneme sevk edilmiş olacaklardır. § Azife: Yakın olan şey demektir. Kıyamet de nispeten yakın olduğu için kendisine Azife adı verilmiştir. "Hanâcir" de boğaz, hulkum mânasına olan "hançere"nin çoğuludur. Bu baş ile boyun arasındaki bir et parçasından ibarettir. "Kâzımın" de içlerindeki hüznü, gazap ve düşmanlığı gizleyen, saklayan ve hapseden kimseler demektir. "Hamim" de fâideli, yakın kimse ve sıcak su manasınadır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014