KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

47-MUHAMMED SURESI (38 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Muhammed Suresi 16  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 47/16
47-MUHAMMED SURESI - 16. AYET    Medine
وَمِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ حَتَّىٰ إِذَا خَرَجُوا مِنْ عِنْدِكَ قَالُوا لِلَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ مَاذَا قَالَ آنِفًا ۚ أُولَٰئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ -16
Ve minhüm mey yestemiu ileyk hatta iza harecu min ındike kalu lillezıne utül ılme maza kale anifen ülaikellezıne tabeallahü ala kulubihim vettebeu ehvaehüm
47-Muhammed Suresi 16. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve onlardan bazı kimseler vardır ki, seni dinler, sonra senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilmiş olanlara derler ki: «O biraz evvel ne söyledi?» Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalbleri üzerini mühürlemiştir ve hevâlarına tâbi olmuşlardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve onlardan bâzı kimseler vardır ki: Seni dinler, sonra senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilm verilmiş olanlara derler ki: O biraz evvel ne söyledi?. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalbleri üzerine mühürlemiştir ve arzularına tâbi olmuşlardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de Resül-i Ekrem'in meclisinde bulunan, onun yüksek sözlerini işiten bir kısım münafıkların alay edici hareketlerini teşhir ediyor. Bir kısım zâtların da hidâyete nail, takva ile nitelenmiş olup ilâhî desteğe mazhar bulunmuş olduklarını bildiriyor. Münafıkların kıyameti beklemekte olduklarına, kıyametin ise bâzı alâmetleri meydana gelmiş bulunduğuna, o ehl-i küfrün ise bunlardan ibret alacak bir kabiliyette bulunmadıklarına işaret ediyor. Sonra da Son Peygamber Hazretlerine Allah'ın birliği inancına devam edilmesinin lüzumunu, kendisiyle mümin erkekler ve mümin kadınlar hakkında istiğfarda bulunmasını emr ve Cenab-ı Hak'kın ilmî ihatasını beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: (Onlardan) İnsanlardan (bâzı kimseler vardır ki) onlar münafık, hakkı kabulden mahrum kimselerdir. Ey Son Peygamber!. Onlar (seni dinler) meclisinde bulunarak beyanatını dinlemiş olurlar. Fakat o beyanata karşı lâzım gelen dikkat ve riâyette bulunmazlar (sonra senin yanından çıktıkları zaman) giderler (kendilerine ilm verilmiş olanlara) İbn-i Mes'ut, İbn-i Abbas gibi ulemâdan bulunan Ashâb-ı kirâm'a (derler ki:) onlardan bir alay yoluyla sorarlar ki: (O) Hz. Muhammed, (ne söyledi?.) biz anlamadık, siz bize anlatabilir misiniz?. Allah Teâlâ da buyuruyor ki: (Onlar) O vasıfları bildirilen münafıklar, (öyle kimselerdir ki: Allah, onların kalbleri üzerine mühürlemiştir.) onların kendi kötü tercihlerinden dolayı küfrleri hakkında ilâhî hüküm verilmiştir. Onlar kalblerini hayır tarafına çevirmezler, hakikatları işitip kabul etmek istemezler (ve) münafıklar, kendi (arzularına tâbi olmuşlardır) kendi nefslerinin meyillerine uyarlar, kendi şehvetlerinin esiri bulunurlar. Onun içindir ki: Hak sözleri kabul etmezler, tâkibettikleri bâtıl yoldan geri dönmezler.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014