26-Şuara Suresi 194. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Senin kalbin üzerine, tâ ki, sen korkutuculardan olasın. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Senin kalbin üzerine, tâki, sen uyancılardan olasın. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Evet.. Ey Peygamberlerin sonuncusu!. 0 masum melek, Kur'an'ın bütün âyetlerini vakit vakit getirip (Senin kalbin üzerine) indirdi. 0 indirilen âyetler, senin kalbinde yerleşmiş oldu (tâki,) Ey Yüce Resul!, (sen) 0 âyetleri ümmetine tebliğ edersin, îmandan kaçınanlara, isyanları işleyenlere vaktiyle isyankâr kavimlerin başlarına gelmiş olan cezaları, ilâhi azapları bildirmek suretiyle (korkutuculardan olasın) sen de diğer Peygamberler gibi ümmetine ilâhi azabı hatırlatasın. "Cibril—i Emin" getirmiş olduğu âyetleri Resûl-i Ekrem'e yüz yüze, hususi bir şekil üzere tebliğ etmiştir. (Kalbin üzerine) inzal etti, tebliğ etti denilmesindeki hikmet ise Allah bilir şöyledir: Resûl-i Ekrem tebliğ edilen âyetleri eyvelâ mübarek ruhu karşılamış, bu âyetler darhal kalbine intikâl ederek orada yerleşmiş onun ardında da yüce beynine yükselerek hafıza levhasını aydınlatmış ve süslemiştir. Gerçekten de bütün ruhani manalar, evvelâ ruha iner, sonra da oradan kalbe intikâl eder. Çünkü ruh ile kalp arasında böyle bir alâka vardır. Bununla beraber kalp, vücut organlarının en mühimidir, insanların mükâfatı veya cezayı hak etmiş olmaları, kalbi durumlarının bir neticesidir. Nitekim bir âyeti kerime: İnsanların kalbe kazanmış oldukları şeyler ile hesaba çekileceklerini bildirmektedir. Bir hadis-i şerifte şu mealdedir: Şüphesiz cesette bir müdga = küçük bir et parçası vardır ki, o iyi olunca ceset de iyi olur, o kötü olunca cesette kötülüğe uğrar, o parça ise haberiniz olsun! Kalpten ibarettir. Bir amelin, iddianın makbul, muteber olup olmaması da kalpteki itikada, kanaate göredir. İşte izah edilen âyeti kerimede kalbin bu mühim mahiyetine işaret vardır. "Kalp, lügatte, gönül, yürek, bir şeyin merkezi, bedenin içinde en mühim hayati bir vazifeyi yerine getiren bir uzuv demektir. Merkezi hayat olan bu uzva kalp denilmesi, daima hareket etmesi ve kendisine hatıraların süratle ve devamlı olarak gelmesi itibariyledir. Kalp öyle bir kudret harikasıdır ki, kendisi insan bedeni ile kuşatılmış görüldüğü halde kâinatın birçok sırlarını ve gizli taraflarını kuşatacak bir genişliğe sahiptir.
Hak'ka tevcih etmedikçe kalbini
Kurtuluş yoktur çalışma nafile
Öyle çıkmaz pür hatar bir rah ile
Vasıl olmaz maksada bir rahile
|