22-Hac Suresi 67. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Her bir ümmet için bir şeriat kıldık ki, onlar onunla amel ederlerdi. Artık emr-i dinde seninle münazarada bulunmasınlar. Ve Rabbine dâvet et. Şüphe yok ki, sen elbette dosdoğru vâzıh bir din üzerindesin. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Herbir ümmet için bir şeriat kıldık kij onlar onunla amel edenlerdi. Artık din işinde seninle çekişmede bulunmasınlar. Ve Rabbine davet et. Şüphe yok ki, sen elbette dosdoğru açık bir din üzerindesin. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, Cenab-ı Hak'kın vaktiyle de her ümmeti bir şeriate nail buyurmuş olduğundan artık son peygamberin şeriatini inkâra mahal bulunmadığını bildiriyor. Buna rağmen Resûl-i Ekrem'e karşı mücadelede bulundukları takdirde Hazreti Peygamberin onlara nasıl karşılık vereceğini beyan buyuruyor. Ve Allah Teâlâ göklerde ve yerlerde olan her şeyi hakkiyle bildiğinden onların da o mücadelelerini bilip tesbit buyurmuş olduğu için haklarında lazım gelen hükmü vereceğine işaret buyurmaktadır. Şöyle ki: (Her bir ümmet için) o kadim zamandan beri (bir şeriat kıldık ki onlar onunla) o şeriatiyle (amel ederlerdi) mesela; Hz. Musa zamanında onun ümmeti onun şeriatiyle, onun kitabı olan Tevrat ile amel ederlerdi. Sonra Isa Aleyhisselâm Peygamber gönderilince zamanındaki ümmeti onun şeriatiyle, kitabı olan İncil ile amele başlamışlardı. Binaenaleyh daha sonra son peygamber Hazretleri de yeni bir şeriatle, yeni bir kitap ile bütün insanlığa Peygamber gönderilmiş olduğundan artık bütün insanlık, onun ümmeti olmak üzere bir birlik teşkil etmektedir, yalnız onun şeriatiyle, onun kitabı ile amel etmekle mükellef bulunmuşlardır. Bu, kararlaştırılmış bir dinî emirdir. (Artık) böyle bir (emirde) Resulüm!. Seninle o inkarcılar (çekişmede bulunmasınlar) öyle bir mücadeleye, münakaşaya selâhiyetleri yoktur, mes'elenin hakikati, akıl sahiplerince pek açık bir şekilde malûmdur (ve) Resulüm!.. Sen bütün ümmetini, bütün insanlığı (Rabbine) o muhsin olan mabudunun dinî olan Islâmiyete (davet et) zira (Şüphe yok ki, sen elbette dosdoğru, apaçık bir din üzerindesin) senin dinin bir hidayet dinidir, bir saadet dinidir, insanlığı ona davet etmek, insanlık hakkında pek büyük bir hayır isterlikten başka değildir.
|