22-Hac Suresi 52. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve senden evvel bir resûl, illâ bir nebi göndermedik ki, illâ bir temennide bulunduğu zaman onun temennisine şeytan bir şey atıvermiştir. Fakat Allah şeytanın attığını defeder, sonra Allah, âyetlerini muhkem kılar ve Allah alîmdir, hakîmdir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve senden evvel bir Resul bir nebi göndermedik ki, illâ bir temennide bulunduğu zaman onun temennisine şeytan bir şey atıvermiştir. Fakat Allah şeytanın attığım defeder, sonra Allah âyetlerini muhkem kılar ve Allah bilendir, hikmet sahibidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, yüce Peygamberlerin ümmetleri hakkında temenni edip beyan buyurdukları şeylerin yanlış telâkki edilmeleri için şeytanın insanlara vesvese atar olduğunu, Cenab-ı Hak'kın ise o vesveseyi def ve yok edip Peygamberlerinin beyanlarının tesbit buyurduğunun bildirmektedir. Ve öyle bir vesveseye müsaade edilmesinin ise kalplerinde bir manevî hastalık ve katılık bulunanlar hakkında bir imtihan için olduğunun, o vesveseyi red edip ve Peygamberlerin beyanlarını sırf hakikat bilen ehli ilim için de bir sevap vesilesi bulunduğunu beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: (Ve) Ey son Peygamber!, (senden evvel) bir çok kavimlere (bir Resul) ilâhi vahye semavi bir kitaba veya sahifelere nail bir Peygamber (ve bir nebi) ilâhi vahye nail, bir Resulün kitabiyle amel eden, onun hükümlerini ümmetine tebliğ ile görevli memur bir Peygamber (göndermedik ki, illâ) o Peygamber (bir temennide bulunduğu zaman) ümmetine karşı bir dinî hükmü tebliğ veya kendi tarafından diyanete, ahlâk ve fazilete dair bir şeyi beyan ve onun kabul edilmesini kalben arzu ettiği vakit (onun) bu (temennisine) o Peygamberin öyle yüce arzusuna (şeytan bir şey atıvermiştir.) Onu dinleyenlerin kalplerine bir vesvese düşürmek istemiştir. O Peygamber tarafından tebliğ edilen şeylerin yanlış telâkki edilip güzelce takdir edilmemesini sağlamıştır.
§ Bütün Peygamberler, masum oldukları için bir dinî hükmü ümmetlerine bir hatâ neticesi olarak yanlış bir şekilde telkin etmiş olmazlar. Ancak sonra şeytan veya şeytan yaratılışında olan bir takım bozguncu kimseler o telkini yanlış göstermeğe çalışırlar. Nitekim: Kadı I yaz merhum "Kitabüşşifa" da diyor ki: Bütün ümmetin icmaı vardı ki, Peygamberimiz Aleyh i s selâtu vesselam, tebliğ eylediği şeylerde masumdur. Öyle hiçbir şeyin aksini ne kasden, ne âmden, ne sehven, ne de gaflet olarak haber vermiş değildir. Binaenaleyh bütün Peygamberlerin tebligatında yanlışlık vuku bulmuş değildir. Belki şeytanlar, o tebligatın yanlış anlaşılması için bazı kimselere vesvesede bulunmuş olurlar. Bunun hilâfina olan rivayetler, bâtıldır, uydurma kabilindendir, onlara iltifat olunamaz. Evet. 0 şeytanlar, bir kötü maksatta öyle vesveselerde bulunurlar: (Fakat Allah şeytanın attığını) kalplere düşürdüğü yanlış fikirleri, tevitleri (defeder) onların bâtıl olduğunu ortaya çıkarır. (Sonra Allah âyetlerini muhkem kılar) onların yüce mahiyetleri tecelli etmiş olur. Cenab-ı Hak, elbette buna kadirdir (ve Allah âlimdir) mahlûkatının bütün hallerini bilir ve (himet sahibidir) bütün emirleri, yasakları ve her vücude getirdiği şey bir hikmete, bir menfaata dayanmaktadır. Peygamberlerin temennilerine, çatışıp çabalamalarına karşı şeytanların öyle vesveselerde bulunmalarına, o temennileri yanlış göstermeğe çalışmalarına meydan verilmesi de bir hikmete mebnidir.
|