KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

16-NAHL SURESI (128 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 *24* 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Nahl Suresi 70  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 16/70
16-NAHL SURESI - 70. AYET    Mekke
وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ ثُمَّ يَتَوَفَّاكُمْ ۚ وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَىٰ أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْ لَا يَعْلَمَ بَعْدَ عِلْمٍ شَيْئًا ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ قَدِيرٌ -70
Vallahü halekaküm sümme yeteveffaküm ve minküm mey yüraddü ila erzelil umuri li keyla ya´leme ba´de ılmin şey´a innellahe alımün kadır
16-Nahl Suresi 70. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve Allah Teâlâ sizi yaratmıştır. Sonra sizi öldürecektir ve sizden kimi vardır, ömrün en aşağı ihtiyarlık çağına reddolunur ki bir bilgiden sonra bir şey bilmez olsun. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ alîmdir, kadîrdir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve Allah Teâlâ sizi yaratmıştır. Sonra sizi öldürecektir ve sizden kimileri, ömrün en aşağı ihtiyarlık çağına red olunur ki, bir bilgiden sonra bir şey bilmez olsun. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ bilgilidir, kudretlidir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de diğer bir kısım enteresan olayları ibret nazarlarına sunuyor, Cenab-ı Hak'kın insanları yaratıp öldürdüğünü ve onlardan bir kısmını hikmet gereği bir müddet fazla yaşattığını bildiriyor, ve insanların bazılarını diğer bazılarından daha fazla rızıklandırdığını ve onları aile hayatına, evlât ve torunlara kavuşturup ve nice nimetlerden yararlandırdığını gösteriyor. Bu kadar kudret eserle-rine ve ilâhî nimetlere rağmen nankörlükte bulunmanın rezilliğine, âciz şeylere tapınmanın ne kadar cahilce bir hareket olduğuna işaret buyuruyor. Şöyle ki: (Ve) Ey insanlar!. (Allah Teâlâ) İlim ve kudret yönüyle her şeyi kuşatan hikmet sahibi yaratıcı (sizi yaratmıştır) sizi yoktan meydana getirmiştir, (sonra) eceliniz nihayet bulunca (sizi öldürecektir) kiminizin eceli daha genç veya orta bir yaşta iken nihayet bulur (ve sizden kimi) de vardır ki, çok yaşar (ömrün en aşağı ihtiyarlık çağına red olunur) o kadar ihtiyarlamadıkca hayatına nihayet verilmez, (ki bir bilgiden sonra) bir nice şeyleri öğrenmiş iken bilahara (bir şey bilmez olsun) kuvvetine, aklına noksanlık gelsin, anlayışının, kuvvetinin noksanlığı yüzünden çocukluk haline benzer bir vaziyete düşsün (Şüphe yok ki. Allah Teâlâ alîmdir,) kullarının bütün hallerini, ömürlerinin miktarını vesaireyi bihakkın bilir ve o Hikmet sahibi Yaratıcı (kadirdir) her şeye kudreti kâfidir. Dilediği kulunu daha genç iken öldürür, dilediği kulunu çok yaşatır, ihtiyarlığın sonuna kadar öldürmez. Hikmet gereği ne ise onu meydana getirir. "İnsanların ömürleri dört mertebeye ayrılmıştır. Birinci mertebe, çocukluk ve gelişme zamanıdır ki, ömrün evvelinden itibaren onüç seneye kadar, bu bir gençlik zamanıdır. İkinci mertebe, öğrenme zamanıdır ki, otuzüç yaşından kırk seneye kadardır. Bu müddet, kuvvetin gayesi, aklın olgunluk zamanıdır. Üçüncü mertebe, olgunluk yaşıdır ki, bu da kırktan altmış yaşına kadar olan müddettir, insanlar bu yaştan sonra yavaşça eksilmeye başlarlar. Dördüncü mertebe ise ihtiyarlık çağıdır ki, altmışıncı yaştan ömrün sonuna kadar olan müddettir. Altmış beş yaştan sonra eksiklik ortaya çıkar, ihtiyarlık yüz göstermiş bulunur. İşte insanlığın vücude getirilmiş olması, onların hayatlarındaki bu ihtilaflar ve değişiklikler haşır ve neşrin varlığına, ilâhî kudretin her şeye kâfi olduğuna kuvvetli bir delildir. Erzeli ömürden maksat bir rivayete göre yetmiş, diğer rivayetlere göre seksen, doksan veya doksanbeş senelik bir ömürdür. Böyle bir ömrün "erzel" sayılması, bir görüşe göre gayrimüslimlere mahsustur. Çünkü bir müslümanın ömrü arttıkça Allah katında kıymeti, üstünlüğü artmış, daha fazla af ve lütfa kavuşması umulmuş olur. Nitekim: Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. (Tîn, 95/5) âyeti kerimesinde buna işaret vardır. Çünkü bu âyet, aşağıların aşağısına indirilenlerin imandan, salih amellerden mahrum kimselerden ibaret olduğunu gösteriyor. İbadet ve itaat ile, Kur'an okumakla, dinî ilimlerle meşgul olanların uzunca bir müddet yaşamaları ise haklarında bir yardım, bir saadet alâmetidir. Nitekim bir hadisi şerifte de: buyurulmuştur. Camiüssağir. Yani: (İnsanların hayırlısı o zattır ki, ömrü uzar, ameli güzel olur, insanların şerlisi de o kimsedir ki, ömrü uzar, amelî kötü bulunur). Binaenaleyh insan, ömrünün de değerini bilip onu hayra sarfetmelidir, gayrı meşru hareketlerden kaçınmalıdır. Aksi takdirde nimete karşı nankörlük etmiş, azabı haketmiş olur

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014