16-Nahl Suresi 30. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve ittikada bulunmuş olanlara denildi ki: «Rabbiniz hangi şeyi indirmiştir?» Dediler ki: «Hayrı...». Bu dünyada iyilik edenler için iyilik vardır ve ahiret yurdu ise elbette daha hayırlıdır ve muttakîlerin yurdu ise ne güzeldir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve sakınanlara denildi ki: Rab'biniz hangi şeyi indirmiştir?. Dediler ki: Hayır, bu dünyada iyilik edenler için iyilik vardır ve ahiret yurdu ise elbette daha hayırlıdır ve takva sahiplerinin yurdu ise ne güzeldir!. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler de takva sahibi olan zatların kendilerine yönelen suale verdikleri cevabı ve onların kavuşacakları mükâfatı, makamları bildiriyor ve takva sahiplerinin ruhlarını meleklerin ne şekilde alacaklarını ve kendilerini ne ile müjdeleyeceklerini beyan buyuruyor. Şöyle ki: İnkarcılar, Kuranı Kerim hakkında "evvelkilerin masallar!" demişlerdi. Müminler ise o ilâhî kitabın insanlık hakkında ne kadar mühim bir hayır, bir saadet vesilesi olduğunu pek güzelce anlamış bulunuyorlardı. İslâm'ın başlangıcında her taraftan Arap kabileleri hac mevsimi günlerinde Mekke-I Mükerreme'ye gelerek Peygamberimizin durumundan soruyorlardı, (ve) işte bunların tarafından (sakınanlara) yani: İslâmiyeti kabul edip küfür ve şirkten kaçınmış, Allah'ın azabından korkmuş (olanlara denildi ki: Rab'biniz) Hazret-i Muhammed'e (hangi şeyi indirmiştir?.) onun yaydığı Kur'an neden ibarettir?. Bu suale karşı ashab-ı kiramdan olan o takva sahipleri ise (dediler ki: Hayrı) indirmiştir. O Kur'an, sırf bir hayırdır, bir kurtuluş vesilesidir, onu tebliğ eden zat da bir Yüce Peygamberdir, bütün tebligatı sırf hakikattir. İşte böyle sakınan, güzel itikafda bulunan zatlar, iyilik ehli, hakikati gören zatlardır. Artık şüphe yok ki, (bu dünyada iyilik edenler için) öyle ihsanda, hayrı tavsiye edici hareketlerde bulunanlar için (iyilik vardır) temiz bir hayat vardır, bir mükâfat vardır. (Ve) onların haklarında (ahiret yurdu ise elbette daha hayırlıdır) onlar ahirette cennetlere, ilâhî tecellilere kavuşacaklardır, (ve takva sahiplerinin yurdu ise) o ahiret alemindeki makamları, ikametgâhları ise (ne güzeldir) o zatlar o âlemde ne kadar çeşitli ve sonsuz nimetlere ulaşacaklardır.
|