16-Nahl Suresi 125. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Rabbin yoluna hikmet ile, güzel mev´ize ile davet et ve onlar ile en güzel olan bir suretle mücadelede bulun. Muhakkak ki o senin Rabbin, yolundan sapanları ziyâdesiyle bilicidir ve O, doğru yola ermiş olanları da bihakkın bilendir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Rab'bin yoluna hikmet ile, güzel öğüt ile davet et ve onlar ile en güzel bir şekilde mücadelede bulun, muhakkak ki, o senin Rab'bin, yolundan sapanları en iyi bilendir ve o, doğru yola ermiş olanları da hakkıyla bilendir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, insanlığı irşat için ne kadar güzel, hikmetli bir şekilde hareket edilmesini tavsiye buyurmaktadır. Tatbik edilecek cezalarda adalete, eşitliğe riayet edilmesi gereğini de bildirerek ceza nazariyesinin en mühim bir konusunu özet olarak kapsamış bulunmaktadır. Bir kısım kötülüklere karşı af ve sabır ile karşılıkta bulunmanın da ahlâkî faziletlerden bulunduğunu göstermektedir. Bir takım kimselerin cahilce, aldatıcı hareketlerinden dolayı din ve insaniyet adına kalbi mahzun olan merhamet deryası Yüce Peygamberimize de teselli olmaktadır. Şöyle ki: Ey Yüce Resul!. Kendilerine Peygamber gönderilmiş olduğun ümmetini (Rab'bin yoluna) İslâm dinine (hikmet ile) açık, dînî inançları isbat eden kesin delil ile ve (güzel öğüt ile) faydalı sözler ile, inandırıcı hitabeler ile, hayrı tavsiye edici nasihatler ile (davet et) İslâmiyet'i kabul etmeleri için özendir ve teşvikte bulun (ve onlar ile en güzel bir şekilde mücadelede bulun) onları tatlılıkla, yumuşaklıkla irşada çalış, hiddet ve gaflet gösterme, toplumca kabul edilen sunuş konuşmaları yaparak mütalâalarda bulunarak onları ikna etmeye ve susturmaya gayret et, onlara kabiliyetlerine göre hitabta bulun. (Muhakkak ki, o senin Rab'bin) senin hakkında lûtf ve ihsanda bulunan kerem sahibi mabudun, kendi (yolundan) İslâm dininden (sapanları en iyi bilicidir) öyle hikmetlere, hayrı tavsiye edici öğütlere rağmen yeteneklerini kötüye kullanarak batı! Yolları takibedecek olanlar, Allah tarafından bilinmektedir. (Ve o) Yüce Yaratıcı (doğru yola ermiş) hidayete kavuşmuş (olanları da hakkıyla bilendir) Evet.. 0 Yüce Mabud, her iki gurubun hâlini de hakkıyla bilir. Kendi iradelerini kötüye kullanıp sapıklıkta kalacak olanları bildiği gibi kendi ihtiyarlarını, kabiliyetlerini muhafaza ederek hidayete erecekleri de bilir. Peygamberlik görevi ise Allah'ın hükümlerini O'nun emri doğrultusunda ümmetlere tebliğden ibarettir. Bu şekilde ilâhî deliller tamam olmuş olur, hiçbir kimsenin kendi cehaletin! Mazeret makamında ileri sürmeye selahiyeti kalmamış bulunur.
|