16-Nahl Suresi 119. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Sonra şüphe yok ki, senin Rabbin, bir cehaletle kötülükte bulunanları, sonra onun arkasından tövbe edenleri, ve (hallerini) ıslah eyleyenleri (elbette) affedecektir. Muhakkak ki, senin Rabbin ondan sonra elbette yarlığayıcıdır, pek esirgeyicidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Sonra şüphe yok ki, senin Rab'bin, bir cahillikle kötülükte bulunanları, sonra onun arkasından tövbe edenleri, ve —hallerini—ıslâh eyleyenleri -elbette af edecektir-muhakkak ki, senin Rab'bin ondan sonra elbette bağışlayıcıdır, pek esirgeyicidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, bir cehalet sebebiyle günahkâr olup da sonra tövbe eden, amellerini ıslâh eyleyen kimselere ilâhî affa kavuşacaklarını müjdelemektedir. Şöyle ki: Resulüm!. Bu açıklanan hükümlerden (sonra) şu da (şüphe yok) bilinmelidir (ki, senin Rab'bin) senin ve ümmetin hakkında kolaylık gösteren ve lûtfu, ihsanı pek bol olan Kerem sahibi Yaratıcın (bir cehaletle kötülükte bulunanları) herhangi biı günahı işlemiş ve hattâ küfrü bile yapmış olanları (sonra onun) öyle kötü bir hareketin (arkasından) pişman olarak (tövbe edenleri ve) hallerini, amellerini (ıslâh eyleyenleri) tövbelerinde sabit ve kararlı olanları (elbette af edecektir) onlar ümitsizliğe düşmemelidirler, elverir ki, daha imkân var iken tövbekar olsunlar. Evet.. (Muhakkak ki, senin Rab'bin) o Kerem sahibi Yaratıcın (ondan sonra) o tevbenin ardından, öyle evvelce kötülükte bulunmuş olan kullarını (elbette bağışlayıcıdır) onların o kötü amellerini fazlasiyle affedecektir. Ve onları (pek esirgeyicidir) haklarında pek ziyade
§ Bu âyeti celile gösteriyor ki: Bir insanın Yaratıcısını inkâr etmesi veya onun hükümlerine aykırı harekette bulunması mutlaka bir cehalet eseridir. Çünkü tam bir aklı, bilgisi olan bir kimse, Kâinatın Yaratıcısını inkâr edemez, onun emirlerine muhalefette bulunamaz. Bir bilgin şahıs tarafından bir günahın işlenmesi de onun nefsani eğilimlerinin aklına, bilgisine isterse geçici olsun galip gelmesinden ileri gelmektedir. Yoksa aklını, ilmini güzelce kullanan, nefsanî arzularına mağlûp olmayan bir zat, hiçbir vakit kasden günaha cür'et edemez. Şayet bir gaflet eseri olarak bir günahta bulunursa hemen tevbe ederek Cenab'ı Hak'kın af ve bağışına sığınır. İşte Kerem sahibi Yaratıcı böyle tövbeleri kabul buyuracağını bizlere müjdelemektedir. Ne büyük bir ilâhî merhamet!.
|