KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

24-NUR SURESI (64 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Nur Suresi 55  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 24/55
24-NUR SURESI - 55. AYET    Medine
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَىٰ لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا ۚ يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا ۚ وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ -55
Veadellahüllezıne amenu minküm ve amilus salihüti le yestahlifennehüm fil erdı kemestahlefellezıne min kablihim ve le yümükkinenne lehüm dinehümül lezirteda lehüm ve le yübeddilennehüm mim ba´di havfihim emna ya´büdunenı la yüşrikune ve şey´a ve men kefera ba´de zalike fe ülaike hümül fasikun
24-Nur Suresi 55. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Allah sizden imân eden ve sâlih sâlih amellerde bulunanlara vaadetmiştir ki, elbette onları yer yüzünde halife kılacaktır. Nasıl ki, onlardan evvelkileri halife kılmıştır ve elbette onlara kendileri için razı olduğu dinlerini temkin edecektir. Ve muhakkak ki, onları korkularından sonra bir eminliğe çevirecektir. Bana ibadet ederler, Bana bir şeyi şerik koşmazlar, ve bundan sonra kim kâfir olursa artık fâsıklar olan, onların kendileridir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Allah sizden îmân eden ve güzel güzel amellerde bulunanlara vâd etmiştir ki, elbette onları yeryüzüne sahip edecektir. Nasıl ki, onlardan evvelkileri sahip etmiştir ve elbette onlara kendileri için razı olduğu dinlerini temkin edecektir. Ve muhakkak ki, onları korkularından sonra bir eminliğe çevirecektir. Bana ibadet ederler bana bir şeyi ortak koşmazlar, ve bundan sonra kim kâfir olursa artık fasıklar olan, onların kendileridir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, ehli îman ve itaat için va'dedilmiş olan güvenli bir geleceğe, bir mili hâkimiyet ve ilâhi lütuflara işaret ediyor. Allah'ın rahmetine vesile olacak olan başlıca ibadet ve itaati gösteriyor, kâfirlerin ise ilâhi kahrı uzaklaştıramayıp sonunda ateşin cehenneme mâruz kalacaklarını ihtar buyurmaktır. Şöyle ki: Ey yüce Resûll. İnsanlara hitaben buyurur ki: (Allah sizden îman eden) mümin olarak dünyaya gelen ve mümin olarak yaşayan veya küfrü terkederek İslâmiyeti samimi şekilde kabul eyleyen (ve güzel güzel amellerde bulunanlara) îmanlarını kuvvetlendiren ve iyi hallerini artıran güzel ibadetlere devam edenlere (vâd etmiştir ki, elbette onları) o mümin, iyi kulları (yeryüzüne sahip edecektir) onları başkalarının yerine geçirecek, bir çok yerlere hâkim kılacaktır, hükümleri birnice yerlerde geçerli bulunacaktır, (nasıl ki, onlardan evvelkileri sahip etmiştir.) onlardan evvelki ümmetler arasında böyle halef kılma meydana gelmiştir. Nitekim Firavun'un ve bir kısım zorbaların yok edilmesinden sonra İsrailoğullarını da Mısır'a ve Şam bölgesine hâkim kılarak kendilerini o helak edilen kimselerin yerlerine halef kılmıştır, daha evvel de Nuh, Ad, Semud kavimlerinin helakiyle de onların yerlerine başkaları yerleşmiştir. Bir takım dindar olan kavimler, o dinsizlerin yerlerini elde ederek o yerlerde hükümran olmuşlardır, (ve elbette onlara) o mümin, salih kullara (kendileri için) Cenab-ı Hak'kın (razı olduğu dinlerini) yani: İslâm dinini (yerleştirecektir) o apaçık dinî onların kalplerinde tesbit ve takviye buyuracaktır, onun mübarek hükümlerine riayette devam edip duracaklardır, (ve muhakkak ki, onları) o samimi müminleri düşmanlarına karşı olan (korkularından sonra bir eminliğe çevirecektir) o korkudan onları kurtarıp tam bir emniyet ile, kalp huzuru ile yaşayacaklardır. Nitekim de bu ilâhî vâd, az sonra tecelli etmiştir. Evet. Resûl-i Ekrem'i tasdik edip İslâm şerefine olan ashab-ı kiram, on sene kadar Mekke-i Mükerreme'de müşriklerin birçok eza ve cefalarına karşı tahammül etmiş, bir korku ve heyecan içinde yaşamışlardı, bilahara Medine-i Münevvere'ye hicret etmişler, düşmanlarının eza ve cefasından kurtulmuşlar ve az sonra da Mekke-i Mükerreme'ye de Arap Yarımadasına da hâkim olmuşlardır, doğu ve batı taraflarında nice beldeleri fethetmişler, Kisraların, Kayserlerin yerleini elde ederek onların hazinelerine sahip bulunmuşlar, evvelce hiçbir ümmete nasip olmamış olan böyle muazzam bir hâkimiyeti ele geçirmişlerdir. İşte Cenab-ı Hak'kın müminler hakkındaki ilâhî vadi, böyle parlak bir şekilde meydana gelmiştir. Kur'an-ı Kerim'in bir mucize olduğu bu vesile ile tezahür eylemiştir, Artık şüphe yok ki, müslümanlar, İslâm dininin hükümlerine, tavsiyelerine daima riayet ettikleri takdirde yine bir çok nimetlere, hâkimiyetlere nail olacaklardır. Elverir ki: Üzerlerine düşen kulluk vazifesini hakkiyle ifaya çalışsınlar. İşte Cenab-ı Hak, buyuruyor ki: 0 müminler, öyle bir îman sahipleridir ki: Yalnız (bana ibadet ederler, bana bir şeyi ortak koşmazlar) şirkten uzak oldukları halde Allah'a ibadete devamda bulunurlar, (ve bundan sonra) öyle müminler hakkındaki ilâhi vâd gerçekleşmesinden veya dinsizlerin yerlerine müminler hâkim olduklarından sonra (kim) dinden döner de (kâfir olursa) nail olduğu ilâhi dinin kadrini takdir edemez de ondan yüz çevirirse (artık fasıklar olan) şüphe yok ki (onların) öyle dinden dönenlerin ta (kendileridir) binaenaleyh böyle fıska, bir öldürücü felâkete mâruz kalmamak için İslâm dininin pek yüksek kıymetini, ehemmiyetini güzelce bilip ona tam bir samimiyetle sarılmalı, o sayede ilâhi feyizlerin tecellisini, devamını niyazda bulunmalıdır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014