KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

10-YUNUS SURESI (109 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Yunus Suresi 47  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 10/47
10-YUNUS SURESI - 47. AYET    Mekke
وَلِكُلِّ أُمَّةٍ رَسُولٌ ۖ فَإِذَا جَاءَ رَسُولُهُمْ قُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْقِسْطِ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ -47
Ve likülli ümmetir rasul fe iza cae rasulühüm kudiye beynehüm bil kıstı ve hüm la yuzlemun
10-Yunus Suresi 47. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Her ümmet için bir peygamber vardır. Artık onlara peygamberleri geldiği vakit aralarında adâletle hükmedilmiş olur ve onlar zulmolunmazlar.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Her ümmet için bir Peygamber vardır. Artık onlara Peygamberleri geldiği vakit aralarında adaletle hükmedilmiş olur ve onlar zulm olunmazlar.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler. Son Peygamber Hazretlerinden evvel de her ümmet için bir Peygamber gönderilmiş; o vâsıta ile ilâhî adalet tecelli etmiş, Allah'ın delili tamam olmuş, o ümmetlere zulm edilmemiş olduğunu bildirmektedir. Hakkı kabul etmeyenlerin uğrayacakları azapların zamanını tâyin ise Peygamberlere ait olmayıp Allah'ın ilmine ait bulunduğunu beyan buyurmaktadır. Ve her ümmetin mukadder olan bir hayat dönemi olup bu hayatın bir dakika bile öne geçmeyeceğini ve geri kalmayacağını ihtar eylemektedir. Şöyle ki: Resulüm!. Senden evvel gelip geçmiş (Her ümmet için) de (bir Peygamber vardır) onları Allah'ın dinine davet etmiş, hallerine münasip hükmleri, şer'î hükmleri kendilerine tebliğ eylemişlerdir. (Artık onlara Peygamberleri geldiği) yani: Onlara Peygamberleri dinî vazifelerini tebliğ edip onlardan bir kısmı kabul ve tasdik, diğer bir kısmı da red ettiği ve yalanladığı (vakit aralarında adaletle hükmedilmiş olur) onlardan mü'min olanlar, kurtuluşa erer, ilâhî lütuflara kavuşmuş olur. İnkarcı olanlar da helak olup ebedî azaba mâruz bulunurlar, (ve onlar zulm olunmazlar) Haksız yere bir cezaya çarpılmazlar. Bilâkis amellerine göre mükâfat ve ceza görürler. Allah'ın adaleti bunu gerektirir. § O kavimler arasında adaletle hükmedilmesi iki şekilde düşünülebilir. Birisi: Onlar daha dünyada iken içlerinden mü'min olanlar, kurtuluşa, selâmete nail olurlar. Küfrlerinde devam edenlerde helak olup giderler. Nuh Aleyhisselâm'ın kavmi hakkında olduğu gibi. İkinci şekilde: O kavimlerin haklarındaki ilâhî hüküm en çok âhirette tecelli eder. Kıyamet günü toplandıkları zaman onların haklarında Peygamberleri de şahitlikte bulunurlar. Mü'min olarak ölmüş olanlar, cennetlere, nimetlere nail olurlar. Kâfir olarak hayatı terk etmiş olanları da lâyık oldukları ebedî azaplara kavuşurlar. § Her ümmete vaktiyle bir Peygamber gelmiş, Allah'ın şeriatını kendilerine tebliğ etmiş ve onların arasında bir ilâhî kitabı yaymıştır. Artık o Peygamberin vefatından sonra da o dinî hükmler kavmi arasında devam etmekte bulunmuştur. Artık o kavmin fertleri biz Peygamberi görmedik diye bir mazeret dermeyan edemezler. Peygamberler birer mübarek ilâhî elçilerdir,' Allah'ın hükümlerini tebliğ vazifesini yapmış, bu hükmler kavimleri arasında yürürlükte bulunmuştur. Artık bunlara riâyet etmeyenler, bunları değiştirmeye, bozmaya cür'et edenler bunun mes'diyetinden kurtulamazlar.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014