KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

33-AHZAB SURESI (73 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Ahzab Suresi 23  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 33/23
33-AHZAB SURESI - 23. AYET    Medine
مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ ۖ فَمِنْهُمْ مَنْ قَضَىٰ نَحْبَهُ وَمِنْهُمْ مَنْ يَنْتَظِرُ ۖ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلًا -23
Minel mü´minıne ricalün sadeku ma ahedüllahe aleyh fe minhüm men kada nahbehu ve minhüm mey yentezıru ve ma beddelu tebdıla
33-Ahzab Suresi 23. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Mü´minlerden bir kısım erler vardır ki, Allah´a karşı üzerine muâhedede bulundukları şeyde sâdık oldular. Artık onlardan öylesi vardır ki, nezrini ödedi ve onlardan öylesi de vardır ki, gözetiyor. Hiçbir tebdîl ile tebdîlde bulunmadılar.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Müminlerden bir kısım erler vardır ki, Allah'a karşı üzerine muahedede bulundukları şeyde sâdık oldular. Artık onlardan öylesi vardır ki, adağını ödedi ve onlardan öylesi de vardır ki, gözetiyor. Hiçbir şekilde değiştirmemişlerdir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de münafıkların aksine olarak müminlerin güzel vasıflarını ve yapmış oldukları ahtlara riayetkar bulunduklarını ve bu sadıkane hareketlerinin mükâfatina ereceklerini bildiriyor. Tövbe etmeyen münafıkların da azaba uğrayacaklarını ve kâfirlerin bir hayra nail olmayarak savaştan heyecanlı bir hâlde geri bırakıldıklarını, ehli imânın ise savaşlarında Allah'ın kudreti ile muvaffak olduklarını haber veriyor. İslâm düşmanlarına yardım eden ehli kitabın da mağlup olarak kal'alarının ellerinden çıkarılmış, bir kısmının öldürülmüş ve bir kısmının da esir düşmüş olduğunu ihtar ediyor. Müslümanların da o gibi kâfirlerin yurtlarına, varlıklarına sahip ve gelecekte nice yerlere de hâkim olacaklarını müjdelemektedir. Şöyle ki: Yukarıdaki âyetlerde zikredilen ve edilmeyen samimi (müminlerden bir kısım erler vardır ki) onlar (Allah'a karşı üzerine muahedede bulundukları şeyde sâdık oldular) Resûl-i Ekrem'e verdikleri sözde durdular, din düşmanları ile savaşta bulundular. (Artık onlardan öylesi vardır ki, adağını) teahhüt ettiği muameleyi (ödedi) ona hakkiyle riâyette bulundu, hak yolunda cihada atıldı, şehitlik şerefine nail oldu. Hz. Hamza, Enes Ibni Mâlik, Musab Ibni Ümeyr gibi sehâbe-i kiram bu cümledendir. (Ve onlardan öylesi de vardır ki, gözetiyor) Adağını, sözünü yerine getirmek için takdir edilen günü beklemektedir. Hz. Osman, Hz. Talha gibi zâtlar da bu cümledendir. Bunlar da Uhud savaşında ve diğerlerinde Resûl-i Ekrem'e pek çok yardımda bulunmuşlar, büyük kahramanlıklar göstermişler, daha sonra şehit olmuşlardır. Yüce Allah onların hepsinden razı olsun!. Ve bu zâtlar (hiçbir şekilde) sözlerini, hak yolundaki azim ve gayretlerini (değiştirmediler) sözlerinde durarak İslâmiyet uğrunda birçok fedakârlıklar gösterdiler.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014