5-Maide Suresi 85. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Artık Allah Teâlâ da onlara bu söylediklerinden dolayı altından ırmaklar akan cennetleri, içlerinde ebedîyyen kalıcı olmaları üzere ihsan buyurdu. Bu ise muhsin olanların mükâfaatıdır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Artık Allah Teâlâ da onlara bu söylediklerinden dolayı altından ırmaklar akan cennetleri, içlerinde ebediyen kalıcı olmaları üzere ihsan buyurdu. Bu ise iyi hareket edenlerin mükâfatıdır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Artık Allah Teâlâ'da) Lütfetti (onlara) o İslâmiyet'e saygı gösteren, Kur'an'ı Kerim'i tasdik eden münevver zümreye (bu söylediklerinden) bu güzel kanaat ve inançlarından (dolayı) en büyük mükâfatlar verdi, şöyle ki: Onlara âhirete gidince (altından ırmaklar akan cennetleri, içlerinde ebediyen kalıcı olmaları üzere ihsan buyurdu.) onlar imân ile âhirete gidip cennetlerde ebedî bir şekilde kalmaya namzet oldular. (Bu ise) Böyle ebedî bir saadet ve mükâfata nail olmak ise (iyi hareket edenlerin) inançlarını, amellerini güzelce tazim edenlerin, her hususta ihsanı, güzel hareketi alışkanlık haline getirenlerin (mükâfatıdır.)
§ Rivayete göre bu dört âyeti kerime, Necaşî ile onun arkadaşları hakkında nazil olmuştur. Şöyle ki: Rasülü Ekrem Efendimiz, Necaşî'ye bir yüce mektubunu göndermiş, onu imâna davet etmişti, Necaşî bu mübarek risâlet mektubunu alınca Habeşede bulunan Hz. Cafer ile diğer muhacirleri yanına çağırmış, bir takım keşişler ile rahiblerde hazır bulunmuş idi. Hz. Cafer'e Kur'an okumasını teklif etmiş, o da Meryem sûresini okumuş, bunu dinleyince bir manevî zevk ile ağlamaya başlamışlar, gözlerinden sular serpilmeğe başlamış, Necaşî'de yanındaki din adamları da mucize Kur'an-ı Kerim'e imân etmişlerdi.
Diğer bir rivayete göre de Necaşî, Hz. Peygamber'in huzuruna kendi kavminden yetmiş kadar zâtı elçi olarak göndermişti. Rasülü Ekrem Hazretleri onlara sûre'i Meryem'i okumuş, onar da bunu dinleyince ağlayarak İslâm dinini kabul eylemişlerdi.
|