5-Maide Suresi 102. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Filvaki öyle şeyleri sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeple kâfir oldular. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Gerçekten de öyle şeyleri sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeble kâfir oldular. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Gerçekten de öyle şeyleri) Bu sizin sual ettiğiniz şeyleri, onlar gibi sakıncalı meseleleri (sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeble) o sordukları şeyler
hakkında beyanlara itaat etmeyip onları inkâra cür'et etmeleri yüzünden (kâfir oldular) nitekim eski kavimlerden bir takımı Peygamberlerinden böyle şeyleri sormuşlar, sonra o şeyler ile mükellef olunca onları terkederek yok olmaya mâruz kalmışlardır. Nitekim Salih Aleyhisselâm'ın kavmi taştan bir devenin çıkmasını istemişler" sonra bir mucize olarak meydana gelen o deveyi boğazladılar. Musa Aleyhisselâm'ın kavmi de "Ya Musa!. Allah Teâlâ'yı bize aşikâre göster" demişler, bu yüzden büyük bir vebale uğramışlardır. Yine İsrail oğulları Peygamberlerine müracaat ederek "bize bir hükümdar tayin et, Allah yolunda cihatta bulunalım" demişler, sonra kendilerine Talût hükümdar tayin edilince onun emrinde cihatta bulunmaktan kaçınmışlardır. Bunun gibi Isa Aleyhisselâm'ın kavmi de gökten bir sofra inerse imân edeceklerini söylemişler, sofra inince sözlerinde durmayarak küfre düşmüşlerdir.
§ Rivayete göre eshabı kiramdan bazıları Rasûlü Ekrem Hazretlerinden birçok sualler sormaya başlamışlar. Hz. Peygamber Efendimiz de minbere çıkmış, benden sorunuz, vallahi ben bu makamda bulundukça benden ne sorarsanız size cevabını veririm diye buyurmuş. Nesebi ayıplanan Abdullah Ibni huzâfe, ayağa kalkmış. Ey Allah'ın Peygamberi!. Benim babam kimdir? Diye sormuş, Rasûlü Ekrem de: Senin baban huzâfe diye buyurmuş, aynı şekilde babası ölmüş bir zat da kalkarak: Ya Rasûlüllah!. Benim babam nerededir diye sormuş, Peygamber Efendimiz de "senin baban ateştedir" diye cevap vermiş, aynı şekilde: Süraka Ibni Mâlik de: "Ya Rasûlüllah Hac bizim üzerimize her sene mi farzdır" diye sormuş, Rasûlü ekrem ona cevap vermemiş, yüz çevirmiş Sürake yine sualini iki üç kere tekrar edince Yüce Peygamber Hazretleri: "yazık sana, sana "evet" demiyeceğimi kim temin edebilir?. Vallahi eğer "evet" desem her sene hac farz olur, farz olunca da terkedersiniz, terkedince de küfre düşerseniz. Ben sizi terkettikçe beni terkediniz, yani size fazla teklifte bulunmadıkça artık fazlasını sual etmeyiniz. Şüphe yok ki, sizden evvelki kavimler, çok suallerinden dolayı helak olmuşlardır. Ben size bir şey ile emir edince ondan gücünüz yettiği miktarı ifâ ediniz ve sizi bir şeyden men edince de ondan kaçınınız. Hz. Ömer, Hz. Peygamber'in üzüldüğünü görmüş, bu hâdise üzerine ayağa kalkmış, biz Allah Teâlâ'nın Rabbimiz olduğuna, İslâmiyet'in dinimiz olduğuna, Hz. Muhammed'in de Peygamberimiz olduğuna razı olduk demiş, bu olay üzerine bu iki âyeti kerime nazil olmuştur.
|