41-Fussilet Suresi 50. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve eğer ona dokunan bir sıkıntıdan sonra tarafımızdan bir rahmet tattırırsak elbette diyecektir ki: «Bu, benim içindir ve zannetmem ki, Kıyamet kâim olacak olsun. Ve Eğer Rabbime döndürülür isem şüphe yok ki, kendim için O´nun yanında bir iyilik vardır.» Fakat o küfre düşmüş olanlara ne yapmış olduklarını elbette haber vereceğiz. Ve elbette onlara pek ağır bir azaptan tattıracağızdır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve eğer ona dokunan bir sıkıntıdan sonra tarafımızdan bir rahmet tattırırsak elbette diyecektir ki: Bu, benim içindir ve zannetmem ki, kıyamet kopacak olsun. Ve eğer Rab'bime döndürülmüş olsam bile muhakkak, kendim için O'nun yanında bir iyilik vardır. Fakat O küfre düşmüş olanlara ne yapmış olduklarını elbette haber vereceğiz. Ve elbette onlara pek ağır bir azaptan tattıracağizdir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Ve eğer ona) O arızaya uğramış olan insana (dokunan bir sıkıntıdan) nefsine âid bir arızadan, geçimine dâir bir sıkıntıdan (sonra tarafımızdan bir rahmet tattırırsak) o arızayı, o sıkıntıyı kendinden bertaraf edersek (elbette diyecektir ki, bu) eriştiğim muvaffakiyet, kurtuluş ve genişlik (benim içindir) bu benim hakkımdır. Ben buna kendi bilgimle, kendi çalışmamla nail oldum, artık bu, benden kaybolmayacaktır, bu bana çocuk ve çocuğuma mahsus ebedî bir varlıktır (ve zannetmem ki, kıyamet kopsun) öyle bir değişmenin vukuuna ben inanmıyorum, (ve eğer Rab'bime döndürülür isem) faraza kıyamet kopar da ben Allah'ın huzuruna sevk edilir isem (şüphe yok, kendim için onun yanında bir iyilik vardır) madem ki, ben bu dünyada bu nîmete, bu servete nail oldum, demek ki, ben âhirette de bunlara nail olacağını, cennete kavuşacağım. Böyle gafil, câhil, akılsız şahsına böyle bir kıymet veren kimse, böyle akılsızca bir iddiaya cür'et eder. Cenab-ı Hak ise onun bu bozuk iddiasını red için buyuruyor ki: (fakat o küfre düşmüş olanlara) Dünyada iken (ne yapmış olduklarını) nasıl inkârlarda, günâhlarda, hatalarda bulunmuş olduklarını kendilerine (elbette haber vereceğiz) onlar o vakit nasıl yanlış düşünmüş, ne kadar fena hareketlerde bulunmuş olduklarını tamamen anlayacaklardır, (ve elbette onlara pek ağır azaplardan tattı racağ izdir) Onları ebedî şekilde cehenneme atarak onun takdirlerinin üstünde olan azabiyle kendilerine azap edeceğiz. İşte dünyadaki küfrlerinin, ilâhî nîmetlere karşı nankörlükte bulunmuş olmalarının ve bir takım bozuk iddialarda, bencilliklerde bulunmalarının ebedî cezası!.
|