10-Yunus Suresi 2. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Nâsı korkut ve imân edenleri müjdele ki, süphesiz onlar için rabbileri indinde bir kademe sıdk vardır diye onlardan bir erkeğe vahyetmiş olmamız, nâs için taaccüb edilecek bir şey mi oldu ki, kâfirler, «Bu şüphe yok ki bir apaçık sahirdir,» dediler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
İnsanları uyar ve imân edenleri müjdele ki, şüphesiz onlar için rabbleri katında yüksek bir doğruluk makamı vardır, diye onlardan bir erkeğe vahyetmiş olmamız insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, kâfirler, bu şüphe yok ki bir apaçık sihirbazdır, dediler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Vaktiyle Mekke ahalisi. Peygamber Efendimizin Peygamberliğini inkâr etmişler, Cenâb-ı Hak, başka birisini bulamadı mı ki. Ebü Tâlib'in yetimini insanlara Peygamber gönderdi, diye cahilce lâkırdılarda bulunmuşlardı. İşte onları red için buyruluyor ki: (İnsanları uyar) Onlara dünyevî ve uhrevî felâketleri bildirerek kendilerini uyanmaya davet et (ve imân edenleri) de maddî ve manevî nice mükâfatlara kavuşacaklarını kendilerine bilirerek (müjdele ki: Şüphesiz onlar için) o imân sahiplerine mahsus (rableri katında) âhiret âleminde, Cenâb-ı Hak'kın manevî katında (bir kademe sıdk vardır.) yani: Onlar için güzel amellerinden dolayı bir hayırlı son vardır veya yok olmayacak bir yüce makam vardır veyahut onların haklarında Rasülullah'ın şefaat edeceği bildirilmiştir (diye onlardan) o Mekke ehlinden (bir erkeğe) onların seçkin bir grubundan olan Kureyş kabilesine mensup Hz. Muhammed'e (vahyetmiş olmamız) onu Peygamberlik şerefine kavuşturmamız (insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki) o hayrete düşen kâfirler, o mübarek Peygamberin risaletini uzak görerek inkâra cür'et ettiler. O (kâfirler) Hz. Muhammed Aleyhisselâm hakkında (bu) Peygamberlik iddiasında bulunan (apaçık bir sihirbazdır dediler!.) onun gösterdiği mucizeleri, Kur'an âyetlerini birer sihir sandılar, onda tecelli eden mükemmellikler! Görmekten mahrum kaldılar. Halbuki: Kur'an'ı Kerim'in bir sihir eseri değil, bir mucize kitap olduğu parlayıp durmaktadır. O sihir değil, ilâhî bir vahyin neticesidir. Onun bütün beyanları, hikmete, fazîlete, insanlık âdabına, sosyal ve siyasî hükümlere ve diğer hususlara aittir. Artık ona nasıl bir sihir denilebilir?. Onu tebliğ etmekle emrolunan zâta da nasıl sihirbaz vasfı verilebilir? http://web.archive.org/web/20100626055447/http://www.tahavi.com/tefsir/010a.html |