KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

96-ALAK SURESI (19 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Alak Suresi 5  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 96/5
96-ALAK SURESI - 5. AYET    Mekke
عَلَّمَ الْإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ -5
Allemel´insane ma lem ya´lem
96-Alak Suresi 5. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: İnsana bilmediği şeyleri bildirmiştir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: İnsana bilmediği şeyleri bildirmiştir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Evet.. O âlemlerin Rabbi'dir ki: (insana) O seçkin bir yaratılış zümresine (bilmediği şeyleri bildirmiştir.) Artık o kadar muazzam kudrete ve kulları hakkında lütuf ve keremi bol olan bir Yüce Yaratıcı, ey peygamberlik şerefine nail olan Hz. Muhammedi. Sana okumayı, ilk ve hikmet ile vasıflanmayı nasîb edemez mi?. Binaenaleyh seni de ey muhterem Peygamber!. Okumaya, ilâhî ilimler ile ruhunu yüceltmeye ve insanlık âlemine ilk ve marifet nurlarını yaymaya muvaffak kılacaktır. Artık sana vahiy olunacak âyetleri oku, ezberle, ümmetine tebliğe (alı;. "Tefsirlerde ve Siyer-i Enbiya'da ayrıntılı olarak yazılı olduğu üzere Peygamber Efendimiz, Allah'ın dininden mahrum bir kavim arasında dünyaya gelmişti, fakat kendisi ilâhî korumaya mazhar olduğu için kırk yaşına kadar tertemiz bir hayat yaşamış, kâfirlerin âyetlerine asla iştirak etmemiştir ve hiçbir kimseden ders almamış, bir şey yazıp okumamıştı, kendisinde tabii bir masumluk görünüp duruyordu. Nihayet kırk yaşında iken peygamberliğe nail oldu, başlangıçta doğru rüya suretiyle ilâhî ilhamlara nail oluyor. Rüyasında gördüğü şeyler aynen çıkıyordu. Bu esnada inzivaya çekilerek yaşamayı tercih buyuruyordu. Mekke-i Mükerreme'deki: Hira dağına gidiyor, orada geceleri tenhaca ibâdetle meşgul oluyordu. Sonra da eşi Hz. Hatice Radiyallâh-ü Anha'nın yanına dönüyordu. İşte yine bir gün o Hira mevkiinde idi ki: Cibrîl-i Emîn geldi, kendisine bu Ikra süresinin bu ilk beş âyetini tebliğ etti. Peygamber Efendimiz, ilâhî vahyin heybetinden, ruhanî tesirinden dolayı bir korku ve dehşet içinde kalmış ve kendisi vaktîle bir şey okumamış olduğu için "Ben nasıl okuyabilirim" demiştir. Cibrîl-i Emîn ise o mübarek Peygamberi kucaklamış, ona teminat vermiş: Oku ile başlayan bu âyetleri tebliğ etmişti. Artık o Yüce Nebi, mübarek kalbi titrer bir hâlde olarak Hz. Hatice'nin yanına dönmüş, beni örtünüz, örtünüz diye emrederek istirahata dalmak istemişti, Vakta ki: Heyecanı gitti, muhterem eşi Hz. Hatice'ye o vahyin geliş durumunu bildirdi ve korkular içinde kaldığını söyledi. Hz. Hatice de dedi ki: "Müjde sana" Allah'a yemîn ederim ki: Allâh-ü Teâlâ seni asla zillete düşürmeyecektir. Sen akrabalık hukukuna riâyet edersin, sözü doğru söylersin. Misafirlere ziyafet verirsin, yoksullara yardım eylersin, zahmetlere katlanırsın. Hz. Hatice, Peygamber Efendimizi "Veraka Bini NevfeT'in yanına götürdü, Veraka: Hz. Hatice'nin amcasının oğlu idi, câhiliye devrinde Hıristiyanlığı kabul etmiş, İncil'den bâzı şeyleri İbranî'ce olarak yazmıştı, Son Peygamber'in dünyaya şeref vereceğini İncil'de vesâir kitaplarda okumuş bulunuyordu, pek ihtiyar ve âmâ olmuş bir zât idi. Hz. Hatice, ona dedi ki: Kardeşin oğlunu söylet bak neler görmüş?, demiş, Resûl-i Ekrem de Hira mağarasında vuku bulan vahy hâdisesini haber vermiş. Bunun üzerine Veraka, Peygamber Efendimizi müjdeye ve tebrike başlayarak demiş ki: Senin gördüğün zat, Musa Aleyhisselâm'a gelmiş olan Cibrîl-i Emîn'dir. Müjde sana ya Muhammedi. Aleyhisselâm. Sen, Isâ Aleyhisselâm'ın haber vermiş olduğu ahir zaman Peygamberisin, keşke genç olsa idim de seni kavmin Mekke'den çıkaracakları zaman sana yardım etse idim. Hz. Peygamber de, ya, kavmim beni Mekke'den çıkaracakları zaman sana yardım etse idim. Hz. Peygamber de, ya, kavmim beni Mekke'den çıkaracaklar mı? Diye sormuş, Veraka da: Evet.. Nübüvvet makamı kime ihsan buyrulmuş ise ona kavmi içinden düşmanlar peyda olmuştur, seni de kavmin Mekke'den çıkarması düşünülür" demişti. Bu görüşmeden sonra Veraka çok yaşamamış, vefat etmişti. Resül-i Ekrem'in insanları İslâmiyet'e davet ettiği vakte Veraka yetişememiştir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014