KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

34-SEBE SURESI (54 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Sebe Suresi 45  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 34/45
34-SEBE SURESI - 45. AYET    Mekke
وَكَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَمَا بَلَغُوا مِعْشَارَ مَا آتَيْنَاهُمْ فَكَذَّبُوا رُسُلِي ۖ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ -45
Ve kezzebellezıne min kablihim ve ma beleğu mı´şara ma ateynahüm fe kezzebu rusüli fe keyfe kane nekır
34-Sebe Suresi 45. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve onlardan evvelkiler de tekzîp etmişlerdi. Halbuki onlar, ötekilerine verdiklerimizin onda birine ermemişlerdir. Resûllerimizi tekzîp ettiler. Artık bak, Benim (onları) inkârım nasıl oldu?
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve onlardan evvelkiler de yalanlamışlardı. Halbuki, onlar, ötekilerine verdiklerimizin onda birine ermemişlerdir. Resullerimizi yalanladılar. Artık bak, benim -onları-inkârım nasıl oldu.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve onlardan evvelkiler de tekzib etmişlerdi) Nuh, Ad, Semud kavimleri gibi eski milletler de Peygamberlerini inkâr cür'etinde bulunmuşlardı, (halbuki, onlar) Asrı saadetteki müşrikler, (ötekilerine) evvelki milletlere (verdiklerimizin onda birine ermemişlerdir) o eski milletlere daha çok kuvvet, servet ve hayat müddeti verilmişti. İşte onlar (Resullerimizi tekzib ettiler) kendilerine gönderilen Peygamberlerin tebliğlerini kabul eylemediler, küfrlerinde devam etmek istediler (artık bak, benim) onları (inkârım) onlar hakkındaki kahr ve cezalandırmam (nasıl oldu!.) onlar o küfrleri yüzünden ne büyük felâketlere uğratıldılar, onları o kuvvetleri, servetleri o felâketlerden kurtaramadı. Artık onlar kadar kudretleri, varlıkları olmayan şimdiki müşrikleri, başlarına gelecek olan bir ilâhi azaptan kim kurtarabilir?. Bir kere o eski kavimlerin tarihi facialarını düşünerek onlardan bir ibret dersi almalı değil midirler?. Nelerine güvenerek, ne gibi bir doğru esasa dayanarak öyle küfr ve şirk içinde yaşamaya cür'et gösteriyorlar?. Hiç geleceklerini düşünmezler mi?. Diğer bir yoruma göre de Resûl-i Ekrem'in ümmeti, en üstün peygamber olan Yüce bir Peygamber'e nail olmuşlardır. Kur'an-ı Kerim gibi de pek yüce, mucize ilâhi bir kitap ile aydınlatılmakta bulunmuşlardır. Bu pek muhterem Peygamberin risâleti ve Kur'an-ı Kerim'in hükmü kıyamete kadar bakidir, bütün insanlığa yöneliktir, insanlığı dünyevî ve uhrevî selâmete, saadete kavuşturmak gayesine matuftur. Bu ne kadar yüce, muazzam bir nimettir. Eski ümmetler, bu nimetin, bu mânevi yüceliğin onda birine bile nail olamamışlardır. Artık bu ümmet, bu kadar yüce bir nimetin kadrini bilmeli, şükrünü ifaya çalışmalı değil midir. Eğer bunu takdir etmez, bundan yüz çevirirlerse eski kavimlerden daha ziyade azaba, felâkete müstahik omuş olmazlar mı? Hak Teâlâ Hazretleri cümlemizi mukaddes dinimize tam bir sadakatle bağlılıktan ayırmasın. Amin.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014