KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

46-AHKAF SURESI (35 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Ahkaf Suresi 10  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 46/10
46-AHKAF SURESI - 10. AYET    Mekke
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ كَانَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَكَفَرْتُمْ بِهِ وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَلَىٰ مِثْلِهِ فَآمَنَ وَاسْتَكْبَرْتُمْ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ -10
Kul eraeytüm in kane min ındillahi ve kefartüm bihı ve şehide şahidüm mim benı israıle ala mislihı fe amene vestekbertüm innellahe la yehdil kavmez zalimın
46-Ahkaf Suresi 10. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: De ki: «Bana haber veriniz! Eğer (Kur´an) Allah tarafından olup da siz onu inkâr eyledinizse ve İsrâiloğullarından bir şahit de onun misli üzerine şehâdette bulundu ve hemen imân etti de siz böbürlendi iseniz (zalimlerden olmaz mısınız?) Şüphe yok ki, Allah zalimler olan kavmi doğru bir yola muvaffak kılmaz.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Deki: Bana haber veriniz!. Eğer -Kur'an- Allah tarafından olup da siz onu inkâr eyledinizse ve Isrâiloğullan'ndan bir şahit de onun misli üzerine şahadette bulundu ve hemen îman etti de siz böbürlendi iseniz -artık zâlimlerden olmaz mısınız?- Şüphe yok ki, Allah zâlimler olan, kavmi doğru bir yola muvaffak kılmaz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Hak Teâlâ Hazretleri, O Yüce Peygamberine şöyle de emrediyor: Ey Resulüm!. O inkarcılara (Deki: Bana haber veriniz!. Eğer) Kur'an-ı Kerim (Allah tarafından olup da siz onu inkâr eyledinizse) o ebedi bir mucize olup onun bir sûresine bile benzer getirmekten bütün insanlar âciz bulundukları hâlde siz o ilâhî kitabı ve onu sizlere tebliğ eden Son Peygamberi tasdik etmeyip de inkâra devam ederseniz (ve Isrâiloğullan'ndan bir şahit de) onların en âlim bir ferdi olan, semavî kitaplara vakıf bulunan bir zât da (onun) Kur'an'ın veya Son Peygamber'in (misli üzerine) tatbikan (şahitlikte bulundu) yâni: Kur'an'ın da Tevrat gibi bir ilâhî kitap olup tevhid dinini telkin buyurduğuna veya Hz. Muhammed'in de Hz. Musa gibi bir Peygamber olup insanlığa Allah'ın birliği inancını, şirkin bâtıl olduğunu, tehdit ve vâide ve diğer şeylere âid meseleleri teblîğ eylemekte bulunduğuna şahitlik eyledi (ve hemen îman etti de siz) ey Peygamber zamanındaki inkarcılar!, (böbürlendi iseniz) Kibirli bir vaziyet alarak hiç gerçek durumu düşünmedi iseniz artık zâlimlerden olmuş olmaz mısınız? Nedir o kadar açık, parlak bir hakikate karşı bu derece inkâr!, (şüphe yok ki, Allah, zâlim olan kavmi doğru bir yola muvaffak kılmaz.) Öyle küfrlerine ısrar edip duran kimseler, kendi o kötü hareketlerinin, ihtiyarlarının bir neticesi olmak üzere hidâyetten mahrum kalmış, bir ebedî azaba lâyık bulunmuş olurlar. "Bu âyet-i kerîmedeki şâhidden maksat, bir görüşe göre Musa Aleyhisselâm'dır. Çünkü, o da tevhid dinini yaymaya çalışmış ve Son Peygamber Hazretlerinin geleceğine, vasıflarına dâir malûmat vermişti. Fakat tefsircilerin çoğuna göre bu şâhidden maksat, Yahudî âlimlerinden pek mümtaz bir zât olan Abdullah Bin Selâmdır. Bu yüksek âlim, Resül-i Ekrem Efendimizin evsâfını Tevrat'da okumuştu, sonra O Yüce Peygamber'e karşılaşıp onun güzel yüzünde parlayan peygamberlik nurunu görünce, onunla sohbette bulununca onun Son Peygamber olduğunu anlamış, hemen o Yüce Peygamberi tasdikte bulunmuştur. Gerçekten bu zât, Hz. Peygamberin hicretinden sonra Medine-i Münevvere'de müslümanlığı kabul etti, bu onuncu âyeti kerîmede Medine-i Münevvere'de nazil olmuştu. Fakat Allah'ın emri üzerine bu Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuş olan süre-i Ehkaf'a nakl olmuştur. Bu onuncu âyet-i kerîmenin de Mekke-i Mükerreme'de nüzulü kabul edildiği taktirde ise hakikatları açıklayan Kur'an'ın ebedî bir mucize olduğuna bu da ayrıca bir delil teşkil etmiş bulunur. Çünkü: O zâtın daha Islâmiyeti kabul etmesinden senelerce evvel onun Islâmiyeti kabul edeceği, İslâm dini lehine şahitlikte bulunacağı haber verilmiş oluyor. Nitekim bu gibi geleceğe âid olup bilâhare tahakkuk etmiş birçok haberler, Kur'an-ı Kerim'de mevcuttur. Mekke-i Mükerreme'nin fethi hakkındaki haber de bu cümledendir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014