7-A'raf Suresi 37. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Artık daha zalim kimdir o kimseden ki, yalan yere Allah Teâlâ´ya iftirada bulunmuş veya O´nun âyetlerini tekzîp etmiş olur. Onlar yok mu, onlara kitaptan nâsipler erişecektir. Nihâyet onlara elçi meleklerimiz gelip onların canlarını alırlarken derler ki: «Allah´tan başka kendilerine tapındıklarınız nerede?» Onlar da diyeceklerdir ki: «Taptıklarımız bizi bırakıp kayboldular». Ve onlar kendi nefisleri aleyhine kendilerinin şüphesiz kâfirler bulunmuş olduklarını itiraf ve şehâdette bulunacaklardır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Artık daha zâlim kimdir, o kimseden ki: Yalan yere Allah Teâlâ'ya iftirada bulunmuş veya onun âyetlerini yalanlamış olur. Onlar yok mu onlara kitaptan nasipler erişecektir. Nihayet onlara elçi meleklerimiz gelip onların canlarını alırlarken derler ki: Allah'tan başka kendilerine taptıklarınız nerede?. Onlar da diyeceklerdir ki: Taptıklarımız bizi bırakıp kayboldular, ve onlar kendi nefisleri aleyhine kendilerinin şüphesiz kâfirler bulunmuş olduklarını îtirâf ile şahitlikte bulunacaklardır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, Cenab'ı Hak'ka karşı iftirada bulunmaya, onun âyetlerini yalanlamaya cür'et edenlerin pek feci âkibetlerini ve itiraflarını beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: (Artık) Bir kere düşünmeli (daha zâlim kimdir?.) elbette daha zâlim yoktur (O kimseden ki: Yalan yere Allah Teâlâ'ya iftirada bulunmuş) olur. Cenâb-ı Hak'ka ortak koşar, çocuk isnat eder, onun buyurmamış olduğu şeyleri ona nisbet eder. (veya onun âyetlerini yalanlamış olur.) K ilâhî bir kitap olduğunu kabul etmeyip Rasülü Ekrem'in bu husustaki beyanlarını yalan sayar durur. Artık böyle müşrik, inkarcı bir şahıs her zalimden daha zâlim bulunmuş olmaz mı?. (Onlar) Böyle iftirada bulunan, yalanlayan şahıslar (yok mu) onlar dünyada bulundukça (onlara kitaptan) levhi mahfuzda yazılmış olan rızıklara, ömürlere ve diğer dünyevî hadiselere ait (nasipler erişecektir.) haklarında takdir edilen şeyler meydana gelecektir. (Nihayet) Ömürleri sona erip ecelleri yüz gösterince (onlara elçi meleklerimiz) ölüm meleği ile yardımcıları (gelip onların canlarını alırlarken) kendilerini kınamak için (derler ki:) ey müşrikler!. Hani (Allah'tan başka kendilerine taptıklarınız nerede?) kendilerini dünyada mabut kabul etmiş olduğunuz ilâhlarınız ne oldular?. Bugün sizi bu başınıza gelen ölümden, uhrevî azaptan kurtarıverseler ya!. (Onlar da) O müşrikler de (diyeceklerdir ki: Taptıklarımız bizi bırakıp kayboldular) böyle ihtiyaçlı bir zamanımızda bizi terkedip gittiler bize bir fayda vermediler. Bu câhiller artık gerçek durumu anlamış, taptıklarının birer ilâh olmadığına kanaat getirmiş olacaklardır, (ve onlar kendi nefisleri aleyhine, kendilerinin şüphesiz kâfirler bulunmuş) o bâtıl mabutlara tapınmış (olduklarını İtiraf ile şahitlikte bulunacaklardır) evet: Onlar o zaman sapıklığa düşmüş olduklarını anlayacaklardır, dünyada öyle ibâdete lâyık, haklarında bir menfaat teminine kadir olmayan şeylere tapınarak Allah'ın birliğini inkâr etmiş bulunduklarını anlayarak pişmanlık göstereceklerdir. Fakat artık bu pişmanlık kendilerine bir fayda vermeyeceklerdir. Bunun vakti geçmiştir.
|