7-A'raf Suresi 176. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve eğer Biz dileseydik onu o âyetler ile yükseltirdik. Fakat o dünyaya meyletti ve hevâsına tâbi oldu. Artık onun meseli, o köpeğin meseli gibidir ki, üstüne varırsan dilini çıkarır solur veya terketsen yine dilini uzatır solur. İşte bu, âyetlerimizi tekzîp eden kavmin meselidir. Artık sen kıssaları hikaye et, belki onlar düşünüverirler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve eğer biz dileseydik onu o âyetler ile yükseltir idik. Fakat o dünyaya meyletti ve arzusuna tâbi oldu. Artık onun durumu, o köpeğin durumu gibidir ki, üstüne varırsan dilini çıkarır solur, veya terketsen yine dilini uzatır solur. İşte bu, âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumudur. Artık sen kıssaları hikâye et, belki onlar düşünüverirler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Hak Teâlâ Hazretleri böyle bir şahsın hâlini izah etmek için buyuruyor ki: (Ve eğer bîz dilese idik onu) O kendisine âyetlerimizi vermiş olduğumuz kimseyi (o âyetler ile) onlar ile amel etmesi sebebiyle (yükseltir idik.) onu o âyetler ile yüce makamlara kavuştururduk. (Fakat) O öyle bir saadete kabiliyet gösteremedi bilâkis (o dünyaya meyletti) dünya varlığını seçerek dine aykırı harekette bulundu, (arzusuna tabî oldu.) O mübarek âyetlerden yüz çevirdi, dinden dönerek aşağıların aşağısına düşüverdi. (Artık onun durumu) Garip sıfatı (o) hayvanların en sefili, pintisi olan (köpeğin durumu gibidir ki, üstüne varsan) onu defetsen ve kovsan (dilini çıkarır solur) böyle çirkin bir vaziyet alır (veya terketsen) onu kendi hâline bıraksan o (yine dilini uzatır solur.) onun hâli dâima böyle rezilcedir. O rahat zamanında da, zahmet hâlinde de böyle korkunç bir vaziyetten kurtulamaz. (İşte bu) Köpek misali, o nefret vereceği vaziyet (âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumudur.) o kavim vaktiyle Tevrat'ta Son Peygamber Hz. Muhammed'in vasıflarını görmüş, onun ortaya çıkacağını başkalarına müjdelemişlerdi. Ne zaman ki, O Yüce Peygamber gönderildi, dünya ihtirasına mağlûp olarak onu inkâra cür'et ettiler. Bunlar öyle kimselerdir ki, bir nîmete nail olaslar da olmasalar da yine o çirkin vaziyetten kendilerini kurtaramazlar. (Artık) Resulüm!, (sen kıssayı) Tevrat'ta yazılı bulunan Hz. Muhammed'in peygamberliğini müjdeleyen haberi, veyahut dünyalık için dini terkedenlerin çirkin bir misâl teşkil ettiğine ait olan bir örneği o inkarcılara (hikâye et.) vahy edildiği şekilde kendilerine anlat. (Belki onlar düşünüverirler.) De senin hakikî bir Yüce Peygamber olduğunu anlarlar, seçmiş oldukları sapıklıktan kurtulmalarına bir vesîle olmuş olur. Bu suretle de haklarında ilâhî delil tamam olarak artık cehaletlerini mazeret makamında ileri sürmelerine asla meydan kalmaz.
|