KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

7-A'RAF SURESI (206 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali A'raf Suresi 133  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 7/133
7-A'RAF SURESI - 133. AYET    Mekke
فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمُ الطُّوفَانَ وَالْجَرَادَ وَالْقُمَّلَ وَالضَّفَادِعَ وَالدَّمَ آيَاتٍ مُفَصَّلَاتٍ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا مُجْرِمِينَ -133
Fe erselna aleyhimüt tufane vel cerade vel kummele ved dafadia ved deme ayatim müfessalatin festekberu ve kanu kavmem mücrimın
7-A'raf Suresi 133. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Artık biz onların üzerine ayrı ayrı harikalar olmak üzere tufanı, çekirgeleri, böcekleri, kurbağaları, kanı gönderdik. Yine böbürlendiler ve günahkârlar olan bir kavim oldular.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Artık biz onların üzerine ayrı ayrı mucizeler olmak üzere tufanı, çekirgeleri, böcekleri, kurbağaları ve kanı gönderdik. Yine böbürlendiler ve günahkâr bir kavim oldular.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
O inatçı, câhil şahıslar, o kadar açık mucizeleri, hârikaları gördükleri halde yine uyanmamış, yine bâtıl inançlarında devam etmek istemişlerdi, tekrar felâketlere düşmeyi hak etmişlerdi. (Artık biz) Onların bu inat ve isyanlarından dolayı (onların üzerine ayr" ayrı mucizeler) veya tereddüt edilemeyecek derecede açık birer ceza alâmetleri (olmak üzere tufanı) sonra (çekirgeleri) daha sonra (böcekleri) sonra da (kurbağaları) nihayet (kanı gönderdik.) onları uyansınlar, imân etsinler diye bunlar ile birer müddet azaba uğrattık. Fakat bunlar bu kadar hârikaları gördükleri halde (Yine böbürlendiler) büyüklük taslayarak imân etmediler (ve günahkâr bir kavim oldular.) küfr üzere sebat ettiler. § Evet… Tefsirlerde ayrıntılı olarak beyan olunduğu üzere Firavn ile kavmine bir ceza alâmeti, bir uyanma vesilesi olmak üzere bir müddet yağmurlar yağmış, Mısır'ın her tarafını sular kaplamıştı. Firavn'un kavmine ait evler sular içinde kalmıştı. Hz. Musa'ya tâbi olanların evleri ise bu sel cereyanından korunmuştu. Firavn'un kavmi, Hz. Musa'ya müracaat etmişler, onun duasiyle bu çağlayan seller nihayete ermişti. O inkarcılar yine tevbe ve istiğfar etmemişlerdi. İkinci bir belâ olarak çekirgeler musallat oldu; bütün ekinlerini yiyip bitirdiler. Mısırlıların yine ricası üzerine Hz. Musa dua etmiş, bu belâ da ortadan kalkmıştı. Fakat o kavim yine inkârlarında devam ettikleri için onlara üçüncü bir musibet olmak üzere kene gibi böcekler musallat oldu, bunlar da bütün yeşil ağaç dallarını yiyip bitirdiler. Tekrar o kavmin istirhamı üzere Hz. Musa'nın duası ile bu belâ da bertaraf oldu. Ne yazık ki, o kavim yine inkârlarında devam ettiler, bu defa da dördüncü bir felâket olmak üzere onları kurbağalar sardı, denizden çıkan birçok kurbağalar, o inkarcı kavmin elbiselerine, yiyeceklerine sokulup durdular. O müşrik halk yine Hz. Musa'ya yalvardılar, bu belâdan da kurtuldukları takdirde Hz. Musa'yı tasdik edeceklerine dâir söz verdiler. Fakat o Yüce Peygamberin duası ile bu musibetten kurtuldukları halde yine sözlerinde durmadılar. Nihayet beşinci bir felâket olmak üzere Allah T e âlâ onların ırmaklarını, çeşmelerini kana dönüştürdü. Bir yerde temiz t atı su bulamaz oldular. Hz. Musa'ya imân etmiş olanlar ise temiz, tatlı su bulabiliyorlardı. Firavn'un kavmi bunların suyunu alınca bu da ellerinde kan kesiliyordu. Bu felâketler birer hafta devam etmiştir. Bu kavim, tekrar Hz. Musa'ya müracaat etmişler. (134) üncü âyeti kerime de bunu anlatmaktadır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014